Romantizmden realizme geçişte bir köprü görevi gören Sergüzeşt romanında: Romantizm akımının etkileri görülse de,o dönemin hastalığı olan insan ticaretini bütün çıplaklığıyla gözler önüne sermesinden, realizm akımının etkilerinin ağır bastığını görmekteyiz.
Eserde vurgulanan en önemli konu esarettir.Samipaşazade sezai: Hayatı boyunca satılan, ezilen, oradan oraya fırlatılan, bir insan olarak duygu ve düşüncelerine değer verilmeyen,insan yerine konulmayan 9 yaşındaki bir kız çocuğu olan Dilber'in hüzün dolu sergüzeştini(serüven) gerçekçi bir yaklaşımla bizlere anlatmıştır.
Kitabı okurken içimde bir boşluk hissettim Dilber'in oradan oraya sürüklenmesi,Celal'e kavuşamaması ve en sonunda da kendini Nil'in ürkütücü dalgalarına bırakması çok etkiledi beni.
Samipaşazade sezai çoğu zaman kendini saklayamamış ve kendi görüşlerini de dile getirmiştir. kitabını okuyan okuruna da bunu hissettiriyor.Lakin bunun yanında ruh çözümlemelerinin tabiiliği,uzun mekân tasvirlerinin içinden rahatlıkla çıkması ve edebi diline bayıldım.
Genel olarak eseri yazıldığı dönemi de göz önüne alarak değerlendirmek gerekirse gerek dili,üslubu ve konuyu bu denli gerçekçi bir yaklaşımla ele alınışı gerçekten muhteşem bu yüzden 10 üzerinden 10 veriyorum ...
İyi okumalar dilerim.