"Bir dostluk kaldı! diye bağırıyor pazarcı tezgahındaki meyveler için. "Bir dostluk kaldı!" Bir dosta yetecek kadar , demek istiyor. Az kaldı , demek istiyor. Ben önce bu cümleyi, "Dayanacak, bir dostluk kaldı, " diye anlıyorum. Sonra, "Bir dostluk kaldı mı ? " diye soruyorum. Pazarcı , "Bir dostluk kaldı!" diye bağırıyor.