Aytent

Aytent
@T_ayten
Sabitlenmiş gönderi
Her şeyin bir zamanı var ve her şeyin bir nedeni...Hayatı kabullen. Her şey olması gerektiği gibi, korkma Sen de tam olman gereken yerdesin. Kalpten istediğin şeye ulaşmak için, zihninden geçenleri değil, tam da ihtiyacın olan deneyimleri yaşayacaksın Sakin ol. Geç kalmadın. Erken de değil. Kaç yaşında olduğunun bir önemi yok... Kimlerden ileri ya da geri olduğunun da...Kaç yaşında hissettiğinin, kendini nerede görmek istediğinin ve şu an nerede olduğunun farkında olman mühim...Yaşaman gerekeni yaşıyorsun sadece. Ne bir eksik ne bir fazla... Bil ki kusursuz bir düzen var senden gayrı İlmi ve iradesi dışında yaprağın bile kıpırdamadığı bir yaradan var, hatırla Beklentilerinin farkında ol ve onları minnetle değiştirmeyi öğren. Kanaat etmeyi ve şükretmeyi unutma. O vakit göreceksin ki mucizenin kendisisin aslında Mucize SENSİN.
Reklam
Aytent tekrar paylaştı.
"Yemin ederim size baylar, fazla bilinçli olmak bir hastalıktır. Gerçek, tam bir hastalıktır."
Aytent tekrar paylaştı.
Beni hemen anlamalısın, çünkü ben kitap değilim, çünkü ben öldükten sonra kimse beni okuyamaz, yaşarken anlaşılmaya mecburum.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Ağladım
Aklıma düştü gözlerin Boynumu büktüm ağladım Elveda dediğin yerin Yanına çöktüm ağladım Anılar gezdi kanımda Seni aradım yanımda Tesbih gibi her anımda Hasreti çektim ağladım Her seven boyun eğmiş Ayrılık ne yaman şeymiş Gözden yaş dökmek neymiş Gözümü döktüm ağladım İçim garip gönlüm darda Gözlerim karşı duvarda Ben her akşam aynalarda Yüzüne baktım ağladım
74 syf.
·
Puan vermedi
Ay Işığı Sokağı
Ay Işığı SokağıStefan Zweig
7.3/10 · 66,8bin okunma
Reklam
Durduk yere soğumadık kimseden ya yalan oldular ya da yılan.
Aytent tekrar paylaştı.
Oluruna bırakmayı öğrenmek Her şey anlamsız hale geldiği anda, insan kendini uzay boşluğunda gibi hissediyor. Ne yapsa bilemiyor, ne tepki vermeli?Bağırmalı mı? Bağırıp tüm içindeki kızgınlıkları kusmalı mı? Susmalı mı? Anlatılacak hayal kırıklıkları milyonlarca kelime edebilecekken kimsenin anlamayacağını bilerek dudaklarını acı acı kapalı mı tutmalı? Yoksa ağlamalı mı? Tüm pişmanlıklarını gözpınarlarına yükleyip, gözyaşları tükenene kadar ağlamalı mı? Kırıp dökmeli mi? Eline geçen her şeyi mesela fırlatmalı mı duvarlara, kalpleri de kırmalı mı öfkesini kusmak için? Ne yapmalı? Hissizleşiyor insan. Kendini saatlerce bir duvara bakarken yakalıyor. Ne düşündüğünü bilmeden yıpranmışlığın getirdiği o berbat hisle başbaşa buluyor kendini. İçinde bi el aydınlığa inat yaka paça çekiyor sanki zifiri karanlığa. Karşı koymak istiyor koymasına da ; dermanı yok.. Tam onda öğreniyor işte insan oluruna bırakmayı.
Aytent tekrar paylaştı.
“Hayatta her şey kötüye gidebilir, aşk hariç. Yeter ki bitkin düşen, bocalayıp tökezleyen zayıf iradeli biri olmasın, aşk hiçbir zaman yolunu şaşırmaz.
Aytent tekrar paylaştı.
Sevgilim.
“Gitmek fiziksel bir eylem değildir” diyordu bir şair. O düşünceye tutunuyorum. Kalbin, ruhun, benliğin bana aitken, gülüşün yüzümde bir mühürken, kim gitti diyebilir senin için? Buradasın işte, bu odada, bu sokakta, bu şehirdesin. Köşede, en sevdiğin koltukta oturmuş, zamanlara ve mekanlara meydan okuyan bizi izlemektesin. Gitti diyorlar senin için. Sevgilim. Sen kendinden gidebilir misin?
Reklam
Aytent tekrar paylaştı.
Elbette ki kelimeleri ve düşünceleri kullanmak zorundayız. Onların da kendi güzellikleri var; ama onların esiri olmak zorunda mıyız?
Aytent tekrar paylaştı.
Sevmeye yeteneksiziz...
Uğurlar olsun. Şu andan itibaren iki yabancıyız...
339 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.