Babalar oğullarına doğru adam olacaksın derler, doğru yolu gösterirler; eğiticilerin de yaptığı budur. Ama doğruluğu, doğruluktur diye değil, insana iyi ün kazandırdığı için överler
İki tür mücadele tarzı vardır: Biri yasalara uyarak, öbürü zora başvurarak. Birincisi insanlara özgüdür, İkincisi hayvanlara. Ama hep olageldiği gibi, birincisi yetmediğinden ikincisine başvurmak gerekir.
Komşunuzun etrafına üşüşüyorsunuz ve güzel de
sözcükleriniz var buna. Oysa ben diyorum ki size: sizin
komşu sevginiz kendinize duyduğunuz kötü sevgidir.
Kendi kendinizden komşunuza kaçıyorsunuz ve bundan bir
erdem yaratmak istiyorsunuz: ama ben görüyorum,
“kendinizden vazgeçmenizin” içyüzünü.
Sen daha eskidir Ben’den; Sen kutsanmıştır, ama Ben öyle
değildir henüz: bu yüzden can atar insan komşusuna.
Komşu sevgisini mi öğütlüyorum size? Komşudan kaçmayı
ve en uzaktakini – sevmeyi öğretiyorum size.
“Bu ağacı ellerimle sallamak isteseydim, gücüm yetmezdi
buna.
Oysa gözümüzle göremediğimiz rüzgâr ona istediği gibi
eziyet ediyor, onu eğip büküyor. Görünmez ellerdir bize en
kötü eziyetleri çektirenler, bizi eğip bükenler.”