Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Sena️

Sena️
@Themagicflute_
“Ben böyleyim işte!” dedi. “Ben garip bir kadınım. Benimle ahbaplık etmek isterseniz birçok şeylere tahammüle mecbur kalacaksınız."
Reklam
Güney yamacının ortalarından yarı insan, yarı domuzumsu bir haykırış duyuldu.
Dünya yalnızlığımızı bozmuştur;ötekilerin üzerimizde bıraktığı izler silinmez hale gelir.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Tüm geçmişin tüm eksiklikleriyle etrafında,çünkü hiçbir şey tam anlamıyla yaşanmadı; her şey bir şekilde geldi ve geçti,ama bitmedi. Yoğunluk yoktu,tutku yoktu. Bir uyurgezer gibi yürüyüp gittin. Ve sen, gelecek ve geçmiş arasında anını,tek gerçekliğini ezersin.
Hayat hakkında hatırlaman gereken temel bir nokta var:Yaşanmamış her deneyim etrafında,yanıbaşında asılı kalacak ve isyan edecektir:” Yaşa beni! Bitir beni!” Her deneyimde,yaşanmayı,bitirilmeyi ve tamamlanmayı arzu edem içsel bir nitelik vardır. Bir kez tamamlandığında kaybolup gider; yarım veya eksik kaldığında ısrar eder,işkence eder,sürümcemede kalır,dikkatini ister. “ Beni ne yapacaksın? Ben hala eksiğim-beni tamamla!” der.
Reklam
Daha yakından bakmak için kendine yaklaş. İçsel gerçekliğini senden başka kimse göremez;sadece sen o ihtişamı ve görkemi görebilirsin. İçsel güzelliğini başka kimse göremediğinden seni kınamaya devam ederler. Yalnızca sen mutluluğuna sahip çıkabilirsin,yalnızca sen aydınlanmana sahip çıkabilirisin.
Onca felsefenin, insaniyetin,nezaketin ve haşmetli vecizenin ortasında,yanıltıcı ve boş bir dış görünüşten,faziletsiz şereften,irfansız akıldan ve mutluluk barındırmayan hazdan başkası yok elimizde.
Aslında bizi yalnızlığa sürükleyen çoğunlukla başkasıyla karşılaşmaktır. Sohbet kendinden ve farklılıklarından bahsetmeye götürür kişiyi. Ve bu başkası bizi, tarihimizi ve kimliğimiz içindeki,bencil ve yalanlar söyleten özümüze taşır yavaş yavaş. Sanki hep öyleymişiz gibi…
Bir şeyi kınar ya da onu haklı çıkarırken olayları net bir şekilde göremeyiz, zihinlerimiz de hiç durmadan düşünceler dönüp dururken de ; o zaman olanı gözlemleyemeyiz; sadece kendi yarattığımız yansımaları görürüz. Hepimizin aklında,olduğumuz ya da olmamız gerektiğini düşündüğümüz şeye dair bir tasvir vardır ve o tasvir,o tablo,kendimizi olduğumuz gibi görmemizi engeller.
Çoğumuz bir ırmağın güzelliğine bakmayı ya da ağaçların arasından esen rüzgarı dinlemeyi bilmediğimiz gibi kendi varlığımıza nasıl bakmamız ya da onu nasıl dinlememiz gerektiğini de bilmiyoruz.
Reklam
Sefil bir adamın ağzından, Alman olup olmamanın kendisi için bir önemi bulunmadığını ve karnını nerede doyurursa,orada yaşayıp rahat edeceğini işitmek hiç kimseyi rahatsız etmiyor muydu?
Bence,bu feci durumun düzeltilmek için iki seçenek vardı. İlki,toplumsak sorumluluk duygusundan ilham alarak gelişmemiz için çok daha iyi ve sağlam temeller atmak; diğeriyse,ıslah edilmesi imkansız olan sosyal tümörleri hiç acımadan ortadan kaldırmaktır.
O günlerde, ben de yaşamak için bin bir zorlukla pençeleşiyordum. Bu aşağılık durum karşısında çok üzülmekten ancak bu şekilde kendimi koruyabiliyordum fakat meseleyi görüp de umursamamak mümkün değildi.
Gençleri iştahla kendine çeken ama sonra onları öğüterek kendine göre yeniden şekil veren bu şehirlerden nefret etmeye başladım.insanların böyle bir durumda kaldıkları sürece,milliyetlerini de kaybediyorlardı.
‘Halka inme’ merakına kapılan birtakım şık kimselerin,hayatın yüzüne güldüğü kişilerin ve sonradan görmelerin bu yoksulluk hakkında fikir beyan etmeleri,konuşmaları ,çağrı yapmaları,sorunun çözülmesinde hiçbir işe yaramaz. Bu gibilerin düşünceleri içgüdüden yoksundur fakat yine de her şeyi birden kavrayabileceklerini sanırlar. Sonunda savundukları tezleri işe yaramadığını görünce de şaşırıp kalırlar;kendilerini anlaşılmamış biri,halkı da hiç utanmadan nankör olarak vasıflandırırlar.
73 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.