Osmanlı'yı en fazla savunan tarihçilerin başında gelen Atsız, Fatih'in kadına, Yıldırım'ın da şaraba düşkün olduğunu yazar ve ekler: "Ama bu onların büyüklüklerinden bir şey eksiltmez."
Okumak lazım.
MİLLETİME
"Bütün varlığımla sevdiğim, Tanrı sevdasıyla vurulduğum milletim, gururum!
Bana kanserle savaşıp onu yenme imkanı vermediler! Siz biliniz ki, bu hastalık o kadarda korkulacak bir hastalık değildir. İçinizden kanser olanlarınız bilsin ki, onunla savaşırsanız ve cesaretli olursanız onu yeneceksiniz.
Bugün tıp ilminde büyük bir hata yaparak bu hastalığın çok korkunç olduğunu söylüyorlar. Kanser açık ölümdür! O zaman insan, neden bundan korkmalıdır? Bir araba kazası bu hastalıktan daha korkuludur. O zaman neden arabalardan istifade ediyoruz? Kanserden başka ölümle neticelenen hastalıklarda vardır ancak, kanser tanısı konulduğu andan itibaren ölüme gidilir. O zaman doktorlar, bu hastalı neden insanlardan gizliyorlar?
Bir atasözü var; Açık düşman, gizli düşmandan merttir! Yani insanı gafil avlayıp birden öldüren hastalıktansa, ölümü bile bile getiren bu hastalık daha mert bir hastalıktır. Hiç olmazsa, insan sonunun nasıl olacağını bilir. Öyle olunca, bu zaman dolmadan bazı işlerinide halletmeye çalışırsın.
Yedi aydır benim kanser hastası olduğumu bilerek, yüzüme bakarken azap çeken hanım ve bey dostlarım! Size bu azabı verdiğim için beni bağışlayın. Bazılarınızın niçin ağladığının sebebini şimdi anlıyorum. Ancak size bir eleştirim var ki, siz bu kadar zayıf olmamalıydınız. Türk'e zayıf olmak yakışmaz! Türk, ölümün gözüne dik bakmalıdır! Ölümden korkan Türk olamaz!"
Ebulfez Elçibey
Ankara Devlet Hastanesi
20.07.2000 - 06:00