Hem bedenen hem de ruhen sancı içinde kıvranan hasta bir genç çocuğun hikayesi... Yaşına nispeten epeyi ağır ve düşünceli ;kasvetli, evhamlı, hassas bir fıtrata sahip. Eğlenmeyi, gülmeyi bilmiyor yahut tercih etmiyor. Roman boyunca bir kez dahi kahkahasına şahit olmuyoruz ya da bir esprisine rastlamıyoruz.
Etrafındaki kişiler ;Paşa, Mithat Bey,
İnsanı sevmenin Peygamber 'i sevmekle başlayacağını söyleyen bir yazar.. Çağdaş insanın yalnızlığını ve bunalmışlığını Kutsal Kitap' ı anlayamayışına sebep gösteren bir yazar Nuri Pakdil.
Deneme tarzındaki bu eseri derin, tasavvufi ve felsefik düşüncelerle örülü. Kelimeleri beklenmedik biçimde kullanarak okuyucusunu dikkate ve algısını genişletmeye zorluyor bir bakıma. Matematik simgelerini özgürce ve ustaca anlatımına yediriyor.
Bir hayal alemindeymişçesine, ufuklara dalıp dalıp hayal kurarmışçasına dile getiriyor fikirlerini. Bu edebilik ve bu felsefik romantizmden hoşlanan bir okur iseniz kitabı bir dostunuzmuş gibi benimsersiniz. Soyut ve fikirlerle dolu cümleler size göre değilse kitabı yarım bırakma ihtimaliniz yüksek.
Yazarın fikirlerinin aklınıza ve kalbinize ışık tutması ümidiyle... İyi okumalar dilerim :)
BağlanmaNuri Pakdil · Edebiyat Dergisi Yayınları · 20121,902 okunma
Hiç kimsenin, Onun bir kitabı karıştırışındaki sıcaklıkla karıştırdığını görmedim kitapları. Bir annenin çocuğuna dokunuşundaki yufka yüreklilikle yaklaşırdı kitaba. Bir canlı gibi görürdü kitabı.
Hiçbir beygir, hiçbir arı, hiçbir sinek başının ağrıdığını veya midesinin bulandığını bize söyleyememiştir. Fakat bu türden bir ıstırabın gözü, başı, ağzı olan bir mahluka yabancı olabileceğini zannetmek ne merhametsizliktir.