"Çanta nerede?" diye bağırdı içlerinden biri. "Çantayı sen mi buldun?"
Tek yapabildiğim "Hayır!" diye haykırmaktı. Sonradan, Gardo ve Sıçan bana, pes etmeye yaklaşıp yaklaşmadığımı sordular. Gerçek şu ki, hayır, yaklaşmadım. Kulağa deli saçması gibi geliyor ama bir yanım o çantayı bulmadığına emin gibiydi; diğer yanımsa pes etmemem için yalvarıyordu. José Angelico için yapıyordu bunu belki de... çünkü onun hakkında daha fazla şey biliyorduk artık. Ayak bileğimi tutan elin her an beni bırakabileceğini biliyordum. Hızla başımın üzerine düşebileceğimin, kırılmadık kemiğimin kalmayacağının farkındaydım. Bileğimi tutan el beni savurup duruyor, etrafımdaki her şey dönüyordu; kan vardı, ter vardı, kendi pisliğim vardı... ama "hayır"dan başka tek kelime etmiyordum. Ya bana inanacaklardı ya da her şey orada bitecekti benim için.
Montsuzlar insanın özgürlük arayışına cevap veren, hayatı size sorgulatan harika bir kitap. Dili yalın ve sade. Hakkını aramanın, haksızlığa uğradığınızda bir şeyleri sorgulamanın önemini anlatıyor. Kitabın baş karakteri Veysel oldukça asi ve haksızlık karşısında kendisinin ve diğerlerinin haklarını arayan biri. Alfabetik sıra yüzünden mont alamadığında bu sistemin mantığını sorgulamaya başlıyor ve hikayemiz bu şekilde başlamış oluyor. Arkadaşlarıyla beraber resmen bu olayı boykot ediyorlar. Bakalım Veysel dahil bu sekiz kişi montlarına ve özgür düşünce haklarına ulaşabilecekler mi? Ben kitabı okurken Veysel'in bu denli cesur olmasına çok şaşırmış ve hak vermiştim. Kitabın içende bir karaktermişim gibi hissettim kendimi. Kitap yeni ve farklı fikirleri ortaya koyup, özgürlükçü düşünceyi savunuyor. Bu kitaptan güzel dersler çıkarabileceğinizi düşünüyorum. Ben çok beğendim sizlere de tavsiye ediyorum.
MontsuzlarÖmer Açık · Günışığı Kitaplığı · 2017171 okunma
"Kimse kimsenin düşünmesini engelleyemez, engellememeli zaten. Neyi nasıl düşüneceği hususunda yönlendirilebilir belki insan, ama düşünce engellenemez. Engellenebilir mi sizce?"
Şimdi ne yapıyorsunuz, ne ile meşgulsünüz? Bütün imkânlar buradadır. Muhakkak olan şey bu şimdiden ibaret. Şu an bizim midir? Boş muyuz? Şimdi başlayalım. Yarının şimdileri bu anın şimdisi kadar muhakkak değildir. Bu dünyada az çok bir şey yapmış olabilenlerin hepsi "şimdi"yi keşfetmiş insanlardır. Anın kıymetini bildiler, zaman denilen şeyin yalnız şimdiden ibaret olduğunu anladılar.