Dağ ağaçsız ve yalnızca
Gökle alıp veriyordu
Adam küçük bir kaya düzlüğünde
Toprakta mağra içinde mağra kapısında
Kaynak başında kuru yamaçta
Dururdu
Eğilip alnını
Yaydıkça yere iki elinin arasına
Göksü çatırdıyarak eğilir
Parçalanarak doğruldukça
Dağ cezbelenir
En yüksek zirvesini kayalı alnını
Yamaçlar yamaçlara yayılan yüzünü
Adam eğilip koydukça yüzünü toprağa
Eğilip koyacak yer arardı
İki gün sonra Aliman'ı gömdük. Geleneklerimize göre bir kadın ölüyü gömmek için mezarlığa gidemez, bu işi erkekler yapar. Ama ben gittim ve kimse bir şey diyemedi. Çünkü bizim evde erkek yoktu.
"Yağmur altında ne kadar güzel göründüğünün farkında değildi. İnce entarisi vücuduna yapışmış, göğüsleri diri diri meydana çıkmış, kalçası, vücudunun bütün hatları belirlenmişti. Gözleri mutluluktan parlıyordu ve yanakları al al olmuştu."
Bir saat kadar sonra,vatan için görevimi yapmak üzere buradan gideceğim.Bu gidişin dönüşü olmayacak.Sağ olarak dönmeyeceğim.Hücum başladığı zaman birçok arkadaşımın hayatını kurtarmak için gidiyorum.Halk adına,zafer adına,insan için güzel olan her şey adına gidiyorum
Bu benim son mektubum,son sözlerimdir.Anacığım!Bin defa,binlerce defa hep sana,senin ana yüreğine sığınacağım, sana sonsuza dek borçlu kalacağım.Seni umutsuzluklara düşürdüğüm için beni bağışla anacığım.
İşin en korkunç yanı çocukların niçin aç kaldıklarını, niçin yiyecek bulamadıklarını anlayamaması... Yetişkinler hiç olmazsa açlığın sebebini biliyor ve bunun bir gün son bulacağını düşünerek avunuyorlar, ama çocuklar bilmiyor ve anlamıyor.