Biz yetimler, tek kollu boksörler
Saye-i safkında yetiştik o cangılın
Sevildik yeterince, böylece bildik, yeterince sevilmek hiç sevilmemektir
Bildik, bildikçe bilendik
Kan portakalları büyütürken, ne fuzuli izahatti bize elmalarla armutlar toplanmaz
Vicdansız değildik, biz bu vicdansızlığı hakkettik
İbret değil veridir bize Habil ile Kabil
Biz yetimler, tek kollu boksörler
Hayaletler büyüttü bizi
Ve “yaşayanların gözünde ölüler, her an yeniden ölürler”
Şimdi o hatıranın saye-i safkında üşüyorum
Kışlanın önünde redif sesi var
Başım ağır geliyor, düşüyorum
Alper Canıgüz/Afili Filintalar
Gauss-Jordan Yetimler Korosu
Sizler beni tamamen yanlış anlamış görünüyorsunuz! Evrende her şey insana verdiği hazla ölçülmeli elbette. Çünkü insanın temel yönelimi “hazza”dır. Ancak her haz geçicidir. Örneğin başta müthiş keyif aldığınız bir şarabı, aynı lezzette tekrar tekrar nasıl üretebilir ve sıkılmadan art arda ne kadar tadabilirsiniz. İşte burada şarabı daha lezzetli kılabilecek olan unsur ön plana çıkar,o da, o şarabın bilgisidir. O şarabın hangi toprakta, hangi üzümle, hangi şartlarda üretildiğini bilmek, şarabın bilgisidir ve bilgi arttıkça artan haz, aslolanın haz değil bilgi olduğunu gösterir. O halde insan yaşamdan keyif almak istiyorsa hazza değil bilgiye yönelmelidir. Bu bilginin toplamında varacağı yere ise biz erdem diyoruz.
I think Epikür. What do you think?
Yalnızlıktan kudurmuş bir çocuğun arabaların kaportasını anahtarla çizmesi gibi ruhumun kemirilişi de hep sinsiceydi. Buna rağmen ansızın berraklaştığı oluyor bulanık günlerin hâlâ soğuk biralar oluyor, güzel kızlar oluyor. Yağmurdan sonra saçlarını havluyla kurulaman gibi olmuyor tabii o kalibrede sevda görmedim. Öptüm ama içime çekmedim.
Emrah Serbes/Afili Filintalar