Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Serhat Korkmaz

Serhat Korkmaz
@Uzaktanogretmen
Türkçe öğretmeni
Lisans
Sivas-Antalya
90 okur puanı
Aralık 2020 tarihinde katıldı
Sabitlenmiş gönderi
— Beni rahat bırak, dedi; kitap okuyorum, görmüyor musun?
Reklam
Serhat Korkmaz
Bir kitabı okumayı düşünüyor
Anabasis
AnabasisKsenophon
8.3/10 · 889 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Avrupa'nın bugünkü "nasyonalizm"ini Huntington şöyle misallendiriyor: "Bu yeniçağ için acı bir dünya görüşünü Michael Dibdin'in Ölü Göl romanının kahramanı Venedikli nasyonalist demagog çok güzel ifade ediyor: Gerçek düşmanlar olmadan gerçek dostlar olamaz. 'Biz olmayan'dan nefret etmezsek, 'biz olanı' sevemeyiz. Bir asrı aşan duygusal terennümlerden sonra acıyla tekrar keşfediyoruz bu eski gerçekleri. Bunları inkar eden, ailesini, mirasını, kültürünü, doğumuyla elde ettiği hakkı, bizatihi kendi benliğini inkar eder. Böyleleri kolay affedilmeyecektir."
Bir tek milliyetçilik vardır, o da millet milliyetçiliğidir.
Reklam
Strateji tuhaf bir şeydir. Ona sahipseniz, her olaydan, her tesadüften bir avantaj yakalarsınız. Her an ne yapmanız gerektiği bellidir. Stratejiniz yoksa dünya çok karanlık görünür. Hemen her gelişme başınıza açılmış yeni bir derttir. Ne yapmalı sorusuna cevabınız yoktur. Bu halin kısmi bir tasvirini, "Stratejisi (veya planı) olmayanlar başkalarının stratejisinin (veya planının) parçası olurlar" diye ifade ederler.
Birinci Dünya Harbi'ni takiben Güneydoğu Türkiye'yi işgal eden Fransız ordusu Türklerin Fransız işgalini kabul etmelerini sağlamak için Türk şehir ve köylerini bombaladı. Kendi askerleriyle birlikte bir de Ermeni lejyonu getirdi ki bunlar arazide dolaşıp binlerce Türk'ü katletti. Bu bilgiler Fransız ordusu subaylarınca Fransız Başbakanı'na verilen dilekçelerde dile getiriliyordu. (Stanford Shaw, 5 Mayıs 2005 sözlü bildiri)
Henry Ford'un, işçileri kastederek, "Bana kollar ve bacaklar lazım ama maalesef bunlar midelere ve kollara monte edilmiş halde geliyor" dediği meşhurdur.
Siz bir ülkede "hukukçu", "akademisyen" ve benzeri ünvanı taşıyan insanlara doğru bilgilerle "araştırma" yapsınlar diye para veriyorsunuz. Araştırmadan çıkacak sonuç önceden belli. Bütün projelerden -hayret- sizin siyasi çıkarlarınıza uygun sonuçlar çıkıyor. Sonra bu "proje"leri yine elinizdeki "ateşsiz silahlar"la yayınlıyorsunuz. Bu mu hür fikir ortamı?
Reklam
Sizin fikriniz rakibinizinkinden güçlü ise bu avantajdır. Fakat bundan daha iyisi var: Rakibinize kendi fikrinizi kabul ettirebilirsiniz! Soğuk savaş devrinde bu iş, rakip saftaki ülkenin içinde taraftar yaratmak, sonra onları kullanarak o ülkenin başına "bir dost hükûmet" geçirmekle oluyordu.
Silahlarla değil fikirlerle ve -bütün bütün de ihmal etmeyelim- ekonomi ile dövüşülen bu yeni harbe, o tarihlerde "soğuk savaş" dedik.
"Harp meydanlarında ordular kadar milletlerin felsefeleri de çarpışır."
Tarih boyunca siyaset, maddi unsurlar kadar fikirlere ve duygulara da dayanmıştır. Maddi unsurlar ekonomi, coğrafya ve askeri güçtür. Fakat kimlikleri belirleyen, idealleri ateşleyen, insanları bir araya getirip harekete geçiren fikirler mevcut değilse maddi unsurlar cansızdır.
Milliyetsiz ve ideolojisiz anayasa talebi, "fikirler savaşı" yaşanan 21. asırda şu anlama geliyor: Siz fikir silahlarınızı teslim edin, fikir adamlarınızı terhis edin. Milli değerlere, egemenliğe ve istiklale ihtiyacınız yok. Gerekirse bizim fikirlerimizi kullanırsınız.
Bütün kültürler ve milletler eşittir ama açıktır ki bazıları daha eşittir. Hristiyanlığın, "Başkalarına, kendine yapılması istediğin gibi davran." ilkesi yerine, "Başkalarına, bendenmiş gibi davranacak kadar enayi değilim" ilkesi gelmiş. Veya "başkaları"nın, sadece daha eşit olan "bizimkiler"le sınırlı olduğu, bu dairenin dışındakilere her şeyin yapılabileceği ilkesi.
659 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.