Eyvah aldandık!
Şu hayat-ı dünyeviyeyi sabit zannettik. O zan sebebiyle bütün bütün zâyi ettik. Ve evet, şu güzarân-ı hayat bir uykudur, rüya gibi geçti.
Şu temelsiz ömür dahi bir rüzgar gibi uçâr gider..
Bir gün Resûlullah Mescid’de otururken içeriye bir adam girdi. Namaz kılıp, “Allah’ım, beni bağışla bana merhamet et!” diye dua etti. Bunun üzerine Resûlullah:
“–Ey namaz kılan adam! Acele ettin. Namazını kılıp da oturduğun zaman lâyık olduğu şekilde Allah’a hamd et, sonra bana salavat getir. Sonra da ona dua et” buyurdu.
Daha sonra başka bir adam namaz kıldı. Namazdan sonra Allah’a hamd etti, Peygamber’e salavat getirdi. Resûlullah bu zata:
“–Ey namaz kılan! Dua et, karşılık görürsün” buyurdu.
(Tirmizî, Deavât, 64/3476; Ebû Dâvûd, Vitir, 23/1481)
Her az konuşan öz konuşmuş olmayabilir, yanılmayın. Az konuşanları bir şey sanmayın sırf az konuştuğuna bakarak. Ya! Keramet bunlarda değil sizde olmalı. Bunu anlayacak olan sizsiniz. Hele konuşan sizseniz bilirsiniz az mı konuştuğunuzu çok mu konuştuğunuzu. Bazıları vardır ki az konuşurlar ama o bile çoktur.