YORUMLAR
‘’İt kağnı gölgesinde yürü de kendi gölgesi sanırmış’’ atasözü ile başlayan bu roman aslında kitabın içinde geçen bütün hikâyelerin tam bir özetidir. Kimsenin ciddiyete almadığı, kendi yalanlarına inanmış bir insanın neler başarabileceğini gösteriyor. Uyuşturucu ihtiyacı gibi sürekli aynı yalanlara, inanan toplum ve bu yalanları hizmet gibi sunan insanlar arasındaki ilişki anlatıyor. Yöre halkının kendi yapmak istediği ama başkasını yapmasına tahammül edemediği her şeyi yapan Zübükzade İbrahim efendinin hikâyesini kızarak ve acı acı gülerek okudum.
ALINTILAR
Zübükzade ,Avukat Burhan beyi nasıl yedi? Romanın en sevdiğim hikâyesi tartışması bu kısmıydı. En büyük rakibi Burhan beyi hiç alakası olmadığı halde yeni cami yapma derneğine başkan olmasını istiyor. Rakibi bu camii gereksiz olduğunu mevcut camii bile kimsenin gitmediğini söyleyince din düşmanı ilan ediliyor.
Günümüzde siyasetçilerin bu klasik manevrayı hala kullanması son 60 senede siyasetin değişmediğini en basit kanıtıdır.
NOTLAR
İlk defa Aziz Nesin kitabı okuyorum. Aziz Nesin dönemin halkını yaşadığı mağduriyetleri kaleme kara mizah yolluyla aldığı gördüm. Cumhuriyetin ilk dönemlerinde yaşayan halkın bakış açısını anlama yardımcı oluyorlar. Cumhuriyet rejimi şüphe ile bakmaları her zaman bana ilginç gelmiştir. Milletin kıvrak zekâlı insanlara olan hayranlığın, gözleri kör ettiğini bir kez daha bu romanla anlıyorum. Sadece akıllı diye ahlaksız insanların yaptıkları yanlarına kar kalması bizim memleketimizin bir gerçeğidir