Kitapla ilgili sevdiğim en iyi şey karakterin parçalanmış kişiliğini, yalnızlığını ve kendisine duymuş olduğu duyguları çok iyi aktarmış olması. Karakterin yaşamış olduğu sancıları betimlemeler ile okuyucuya çok güzel aktarıyor. Kitabı bitirdiğimde yer yer kendimden, yer yer toplumdan çok fazla parça gördüm. Hem kendimizde hem de toplumda var olan; birey olma ve birey olarak toplumda yer alma süreçlerine çok güzel vurgular yapılmıştı. Bir içe dönüş, varoluşsal sorgulama süreçlerinden geçiyor okur ve bunun bir ihtiyaç olduğunu düşünüyorum. Bu geçişler çok güzel sağlanmıştı. Bununla birlikte:
Kitapla ilgili sevmediğim şeylerin en başında okuması çok yorucuydu.Bunun sebebi de kitabın bölümlerden oluşmayıp tek metin olarak ilerlemesi ve olayların, akışın, değişimlerin, dönüşümlerin hep aynı bütünlüğün içerisinde yer almasıydı. Gerçekten bazı yerler içerik bakımından çok yorucuydu ve bunun yanında sayfalar boyunca devam ediyor olması kitaba kasvetli ve boğucu bir hava katmıştı. Okurken o yalnızlık duygusu altında çok fazla eziliyor ve bununla başa çıkarak okumayı sürdürmeye çalışıyordum ve bu da beni gerçekten yordu.
Son olarak bu kitabın içerisindeki bir bölüm bana Oğuz Atay'ın Tutunamayanlar'ını hatırlattı. Benzer üslup ve benzer eleştiriler yer alıyordu. Okuyacaklar için fikir olması adına bu notu da eklemek isterim.