Sadece kendinle bir şey yapabilirsin. Dünyadaki başka kimseyi değiştiremezsin, sadece kendini değiştirebilirsin. Mümkün olan tek devrim budur. Mümkün olan tek dönüşüm kişinin kendisinin olanıdır.
Hem psikolojik hem felsefi bu kitabın arka kapağında şu yazıyor: “Kendisiyle ve hayatla yüz yüze gelmekten çekinmeyenlere..’’
Karakterleri gerçek, olayları kurgu olan bu kitap insanı cesaretle kendi hayatını sorgulamaya itiyor. Tam zamanında tanışmışım bu kitapla.
Yalom okuru her sayfada etkilemeyi durup düşündürmeyi, şöyle geriye yaslanıp bir nefes aldırmayı başarmış gerçekten. Yüreğimizin üstüne bir yük konduruyor sanki.
Breuer ve Nietzche’in birbirleriyle ümitsizlik ve migren üzerine konuşup tedavi yoluna gitmekle başlayan diyalogların içinde herkesin kendini bulacağına eminim.
Nietzche onu seven bu kadar okuru görse ayakları yerden kesilirdi sanırım :)
“Belki de sevdiğiniz insanları düşünmektesiniz; ama daha derinlere inin... Sonunda, sevdiğinizin onlar olmadığını göreceksiniz. Siz, bu sevginin içinizde yarattığı duyguları seviyorsunuz. Siz arzuyu seviyorsunuz, arzu edilen şeyi değil.”