Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Von

Von
@Whalien_52
9 okur puanı
Mayıs 2019 tarihinde katıldı
Reklam
Vahşiler birbirlerini yiyorlar ve evcilleşmişler birbirlerini dolandırıyorlar ve buna da dünyanın gidişatı deniliyor.
Bir cemaat dışladığı kadar var, kendisi gibi olmayanla arasındaki farkın altını çizebildiği ölçüde güçlü.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Trees are schizophrenic now and beginning to lose control, enraged with the shock of their fiery new colors. Someone -was it Van Gogh?- said that orange is the color of insanity. Beauty is terror. We want to be devoured by it, to hide ourselves in that fire which refines us.
Beauty is terror. Whatever we call beautiful, we quiver before it. And what could be more terrifying and beautiful, to souls like Greeks or our own, than to lose control completely?
Reklam
208 syf.
·
Puan vermedi
Before the Coffee Gets Cold
Before the Coffee Gets ColdToshikazu Kawaguchi
7.8/10 · 5,5bin okunma
Dünyada şeytanın boynuzlarla ve delilerin hunilerle dolaştıklarını sanan, sürekli onların avı ya da oyuncağı olur.
İnsanların çoğu öyle özneldirler ki, esas olarak kendilerinden başka hiçbir şey onları ilgilendirmez. Bu yüzden, söylenilen her şeyde hemen kendilerini düşünürler ve kendileriyle her rastlantısal ve uzak ilişki bile tüm dikkatlerini üzerine çeker ve onları meşgul eder; öyle ki, konuşmanın nesnel konusunu anlayacak güçleri kalmaz; aynı şekilde, hiçbir neden, ilgilerine ya da kendini beğenmişliklerine uymayan bir şeyi onlara kabul ettiremeyecektir. Bu yüzden, böyle kişiler öyle kolay dalgınlaşırlar, öyle kolay incinirler, gücenirler ya da üzülürler ki, onlarla, hangi konuda olursa olsun nesnel bir biçimde konuşulduğunda, söylenilen şeyin insanın karşısındaki gerçek ve yumuşak benlikle olası herhangi belki de zararlı ilişkisine yeterince dikkat edilemez
"Biz bir kişinin varlığını bütünüyle yargılarsak, onun bizi ölümcül bir düşman olarak görmekten başka seçeneği kalmaz: Çünkü kendisi değişmez olduğu halde, biz onun var olma hakkını ancak bir başkası olması koşuluyla tanımak istemekteyizdir. Bu yüzden, insanlar arasında yaşayabilmek için, herkesin kendi verili bireyselliğini, her nasıl olursa olsun kabul etmeli ve ondan, türü ve yapısı izin verdiği biçimde yararlanmayı düşünmeliyiz; ama ne değişmesini ummalı, ne de onu olduğu hali için yargılamalıyız."
Reklam
Bir kadının piyano çaldığını duydum. Fevkalade güzel çalıyordu, böylesini ömrümde pek az işitmiştim. Müziği dinlerken o sonatları, prelüdleri, adagio'ları besteleyenlerin ne acılar çekmiş olduklarını düşündüm: Parçalarını çaldıklarında o dönemde müzik dünyasının efendilerinin koydukları kuralları yıktıkları için, ne biçim alay konusu olmuşlardı, kim bilir? Bir orkestrayı bir araya getirmek için göze aldıkları zorlukları, aşağılanmaları düşündüm sonra, bu tür armonilere alışık olmayan dinleyici kitlesinin yuhalamalarını. Gene de bestecilerin çektikleri acılardan daha kötüsü neydi, biliyor musunuz? O kızcağız öleceğini bildiği için bu müzikleri tüm ruhunu vererek çalıyordu. Peki, ben de ölmeyecek miyim? Benim ruhum nerede? Kendi yaşamımın müziğini böylesi derin bir coşkuyla çalabilecek bir ruhum var mı?"
Normallik fikir birliğinden başka bir şey değildir. Yani, çoğunluk bir şeyin doğru olduğunu düşünür, dolayısıyla o şey doğru -normal- olur.
Temelde, hayatta başımıza gelen her şey kendi suçumuz, başka hiç kimsenin değil. Bizlerin başından geçen zorlukların pek çoğu başkalarının da başından geçiyor, ama onlar tamamen başka tepkiler veriyorlar. Biz en kolay yolu seçtik sanki: ayrı bir gerçeklik." "Yeniden yaşamaya başlamak istiyorum, Eduard. Hep yapmak istediğim, ama cesaret edemediğim hataları yapmak... Yeni arkadaşlar edinmek, bilge olabilmek için deli olmak gerektiğini onlara da öğretmek isterim. Doğru davranışların elkitabını olduğu gibi izlemek kendi yaşamlarını, isteklerini, serüvenlerini keşfetmelerini, YA-SA-MA-LA-RI-NI söylerdim onlara.
herkes kendi yaşamını yaşamaya baksa, başkalarına karışmaya da kalkmasa, Tanrı her ânın, her buğday tanesinin, gökyüzünde bir görünüp bir sonraki saniye yok olan her bulut parçasının içinde bulunabilirdi. Tanrı hep oradaydı, ama insanlar arayışlarını sürdürmek zorunda kendilerini, çünkü yaşamın bir iman gösterisi olduğu gerçeği onlara fazla basit geliyordu.
117 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.