Ben oraya koymuştum, almışlar
Arasına sıkışık saatlerin
Çıkarır bakardım kimseler yokken
Beni bana gösterecek aynamdı, almışlar
Kışken ilkyaz, sularımda açardı
Buzlu dağlar gerisine kaçıracak ne vardı?
Eski defterlerde sararırmış yaprak
Beni bana gösterecek anlamdı, almışlar
Bir ışıktı yanardı yalnız gecelerde
Akşam, çiçekler uykuya yattı
Sardı karşı kıyıları karanlık
Beni bana gösterecek lambamdı, almışlar.
Ne güzel bir kitap okudum ben böyle.
https://1000kitap.com/LevAndrey ille de oku dediğinde kimmiş bu https://1000kitap.com/yazar/Ismail-Guzelsoy dedim, burun kıvırdım. Yazarı hiç duymamıştım. Neyse tavsiyesine uyup aldım kitabı, iyi ki de aldım ve güzel yazarla tanıştım. Yazarın böyle iyi yazarken,böyle az bilinir olmasına da şaşırdım.
Kitabın ilk sayfalarında sizi iki karga karşıladığında, ne bu böyle fablın içine mi düştüm ya da "3 gözlü kuzgun"a mı bağlanıyoruz diyebilirsiniz. Böyle anlamlandırmaya çalışırken kendinizi birden hikayenin içinde buluveriyorsunuz.
Iğdır'dan İstanbul'a,sihirbazlıktan tıbbi ilimlere uzanan bol hikayeli,fantastik-romantik-dramatik bol çeşnili,bol karakterli bir kitap okuyorsunuz.
Kitap boyunca pek çok yerde ve pek çok farklı şekilde ölüm teması var. Sanırım yazarın sormak istediği de ya da söylemek istediği de, her şeyin sonunda ölüm varsa hayat onca mücadeleye,sevmeye, dostluk kurmaya, böyle uğraşıp çırpınmaya değer mi? (Değmez...). Bir kargalar,bir Doslar,bir edip derken ölüme çare mi buluyoruz,ölüyor muyuz derken tüm hikayeler muazzam şekilde birbirine bağlanıveriyor, kitap bitivermiş ve tadı damağınızda kalmış oluveriyor.
Masal tadında giden,her bir karakterini ayrı bir sevdiğim(Sadere favorim olsa da.) bu kitabı herkese tavsiye ederim.
Dipnot : Kitapla ya da kitabın konusuyla hiç alakası olmamasına rağmen kitabın adı her geçtiğinde dilime dolanan şarkı için buyrunuz : youtube.com/watch?v=kNZjA_r...
Değmezİsmail Güzelsoy · Doğan Kitap · 2015480 okunma
Kesinlikle gölgeyide okumalısınız. Çok farklı bir büyüsü vardı kitabın. Bu kitabı okumadım ama nasıl güzel olduğunu tahmin edebiliyorum. Okunacaklarım arasında.
Bütün medeni ülkelerde aynı şikayet: Okumuyoruz. Kitaplar çoğaldıkça okuma sevgisi azalıyor. Ama, yine de birçokları için okuma bir hastalık. Böyleleri incelemek,düşünmek,dinlenmek ve eğlenmek için okumaz; okumak için okur. Ne sanat heyecanı ararlar, ne zekalarını geliştirme emelindedirler. Çok okurlar, ellerine geçeni okurlar. Sabırsızdırlar, sırtlarından bir yük atmak isterler sanki. Okuduklarını reddetmek veya tartışmak ihtiyacını duymazlar. Kitap kapanır kapanmaz içindekiler unutulur. En büyük zevkleri kitap değiştirmektir.
Dediklerinizi anlıyorum fakat yazının devamında bu şekilde okuyanların gündelik hayattan koptuğu, hafıza güçlükleri çektikleri ve realiteden uzaklaşıp gerçek ile hayal arasındaki o sınırı ayırt edemediklerini söylüyor. Kanımca marazi bir şekilde yapılan okumaların insana olumsuz yönlerinden bahsetmek için kaleme alınmış bir yazı. Haklılık payı oldukça fazla. Fakat bende okumanın her halükarda faydası olduğuna inananlardanım. Umarım bende anlatabilmişimdir:)