Ben sana hep üşüyordum
Çünkü kıştım.
Nakıştım, bakıştım.
İnkâr etmiyorum da bunu
Seni sevmek gibi büyük işlere kalkıştım.
Ve lütfen inkâr etme,
Sana en çok ben yakıştım.
Oturmak istiyorum bir yerde tek başıma saatlerce denizi izleyerek üşüyeyim sonra sen gel başka birşey düşünmeyelim yıldızlar olsun gökyüzü dalgalar gözlerin olsun lütfen bu ülke ruhumu emiyor.
Genç yaşta birine takıntı haline getirmek adına aşk diyorsunuz. Aşk çok büyük bir kavramdır. Kafelerde el ele gezmek değil, kıskançlık krizlerine girmek değil, zorla oldurmaya çalışmak değil, en ufak birşeyde trip atıp köşeye çekilmek değil, gurur yapıp karşı taraftan tüm ilgiyi beklemek değil, gidenin arkasından aptal gibi ağlamak hiç değildir. Aşk çift taraflı yaşanır ve fedakarlık ister fedakarlık olmadan aşk olmaz, fedakar olmayana da aşık olunmaz. Saçma insanlara takıntı haline getirip aşk kavramını basitleştirmenin. Gençliğinizi böyle abuk subuk takıntılarla harcamayın. Kimse vazgeçilmez değildir, gideni kalmaya zorlamayın, olmayanı sevmek için kendinizi zorlamayın. Her şeyi hayattan bahsetmeye bırakın gençliğinizi yaşayın. Gelmesi gereken gelir, fedakarlıklar yapılır, planlar yapılır, aşk yaşanır, alışkanlıklar başlar ve hayatız bu döngü içinde akıp gider hayat.
Bir şey var aramızda
Senin bakışından belli
Benim yanan yüzümden.
Dalıveriyoruz arada bir
İkimiz de aynı şeyi düşünüyoruz belki,
Gülüşerek başlıyoruz söze.
Bir şey var aramızda.
Onu buldukça kaybediyoruz isteyerek.
Fakat ne kadar saklasak nafile
Bir şey var aramızda,
Senin gözlerinde ışıldıyor.
Benim dilimin ucunda.