Karanlık bir geceden yağmurlu rüzgârlı bir güne nasıl düşerse insan öyleydi Beni Kör kuyularda’yı okumak.
Nasıl kalır karanlık bir kuyuda insan,nasıl terkedilir bir bir,ince ince ya da insan kendini nasıl terk eder ilmek ilmek dokumuş Hasan Ali Toptaş.
Hem bireysel hem toplumsal seyir merakını ta öteden bilirim de izlemeyi okumak da öyle tuhaf doğrusu.Onlar izlediler sayfalar boyunca,tüm dünyanın yaptığı gibi,ben okudum.Onlar izledikçe daraldım,onlar izledikçe sızladı içim ama benim de elim uzanmadı ya acaba okuyalım derken biz de mi izleyici olduk fark etmeden ondan korktum.Nuri Bilge Ceylan’dan bir filmin içine düşmüş gibi oldum sonra.Sinirlendim,darlandım.Ama elimden yine bir şey gelmedi.Ne kendi hayatımıza uzanabiliyoruz ne onların hayatına,onu bir defa daha fark ettim işte.
Öte yandan kadim dostumuz Hasan Ali,ne çok anlattı yine.Yine güzel anlattı....
Ama susalım diye mi,
Susmayalım diye mi,onu bilemedim....