Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Yedigey

SONSUZ VE ÖBÜRÜ
En değerli vakitlerinizi bana ayırdınız sağolun efendim. Gökyüzünün sonsuz olduğunu bana öğrettiniz Öğrendim. Yeryüzünün sonsuz olduğunu öğrettiniz Öğrendim. Hayatın sonsuz olduğunu öğrettiniz Öğrendim. Zamanın boyutlarının sonsuzluğunu ve havanın bazan kuşa döndüğünü öğrettiniz öğrendim efendim. Ama sonsuz olmayan şeyleri öğretmediniz efendim. Baskının, zulmün, kıyımın, açlığın Bir yerlere kıstırılıp kalmanın, susturulmanın Aşk mutluluğunun ve eski hesapların Aritmetiğin bile Bunları bulmayı bana bıraktınız Size teşekkür ederim!
Reklam
Bir gün üzüntün geçince (ki zamanla geçmeyecek üzüntü yoktur) beni tanımış olduğuna sevineceksin. Gülmek isteyeceksin benimle birlikte. Koşup pencereyi açacaksın. Gökyüzüne gülerek baktığını gören dostların şaşacaklar. Onlara diyeceksin ki, 'Ma ne olmuş, yıldızlara bakarken gülerim ben!' Seni deli sanacaklar, başına çorap öreceğim bir güzel! "
Sayfa 100Kitabı okudu
Onların birinde ben oturuyorum, ben gülüyorum diye geceleri gökyüzüne baktığında Sana bütün yıldızlar gülüyormuş gibi gelecek.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Bir yıldızda yaşayan çiçeği seversen geceleri gökyüzüne bakmak güzel gelir. Bütün yıldızlar çiçeğe durur.
Bir de bir kuyunun saklı oluşudur çöle güzellik veren.
Reklam
İnsan ancak yüreğiyle baktığı zaman doğruyu görebilir. Gerçeğin mayası gözle görülmez.
Buradan geçen herhangi bir yolcu benim gülümün size benzediğini sansa bile o tek başına topunuzdan önemlidir. Çünkü üstünü fanusla örttüğüm O'dur, rüzgardan koruduğum O'dur, kelebek olsunlar diye bıraktığımız birkaç tanenin dışında bütün tırtılları uğrunda öldürdüğüm O'dur. Yakınmasına, böbürlenmesine hatta susmasına kulak verdiğim O'dur. Çünkü benim gülümdür O.
Hep aynı saatte gelirsen daha iyi olur, dedi tilki. Sözgelimi öğleden sonra saat dörtte gelecek olsan ben saat üçte mutlu olmaya başlarım. Her geçen dakika mutluluğum artar. Saat dört dedi mi meraktan yerimde duramaz olurum. Mutluluğumun armağanını veririm Sana. Ama gelişi güzel gelirsen içimi Sana hangi saatte hazırlayacağımı bilemem. Ayinsiz olmuyor.
"İnsanlar nerede? Çölde yalnızlık duyuyor kişi.." "İnsanların arasında da yalnızlık duyulur," dedi.
Sayfa 70 - CANKitabı okudu
Krallar sahip olamazlar, yönetirler. Ayrı ayrı şeyler bunlar.
Sayfa 56 - CANKitabı okudu
Reklam
O zaman sen de kendini yargılarsın. En gücü de budur zaten. Kendini yargılamak başkalarını yargılamaktan çok daha güçtür. Kendini yargılamayı başarabilirsen gerçek bir bilgesin demektir.
Sayfa 48 - CANKitabı okudu
Benimkinin güzel kokusu gezegenin dört bir yanına yayılmıştı. Ama Ondaki güzellikten kendime bir sevinç payı çıkaramadım.
Sayfa 39 - CANKitabı okudu
Sevdiğiniz çiçek milyonlarca yıldızdan yalnız birinde bile bulunsa yıldızlara bakmak mutluluğumuz için yeterlidir.
Sayfa 34 - CANKitabı okudu
Turnam, Bir Gün Bırakmayacağım
Güz geldi mi göçüp gidiyorsun buralardan mahzun kalıyor kalbim ve gözlerim.. Sen sevgileri ve yolları hatırlatıyorsun bana Turnam, bir gün bırakmayacağım peşini, Ömrüm oldukça ardından geleceğim.. Bir yamalı yelkenden sular damlayacak, Veya gemici şarkıları söyleyeceğim bir şilepte. Merhaba rüzgâr diyeceğim, merhaba maden kömürü Verin elinizi,
Sayfa 14 - YKYKitabı okudu
Sarhoştu, adamakıllı sarhoş olmuştu. Ben bir kadının bu kadar güzel sarhoş olabileceğini tasavvur edemezdim. Ben Onu gördükten sonra içki aleyhtarı olanlara güldüm.
"Evlenemezler!" dedi Pir Ali hiç düşünmeden. - Neden evlenemezler Pirim? + Mezhepleri farklı da ondan. - Ama aynı dindeniz. + Haklısın aynı dindeniz ama yollarımız ayrılmış. - Ya birbirlerini çok seviyorlarsa? + Sevmesinler canım!
Reklam
Aslanlar kendi tarihçilerine sahip olana kadar, Avcılık öyküleri Hep avcıları yüceltecektir.
Cennet sadece gerçekleşen arzunun görüntüsüdür, Ve cehennem yanan bir ruhun gölgesidir. Ömer HAYYAM.
İki gül kondurdum yanaklarına, Açan bir gülücük yaptım dudaklarında. Geriye itme beni, Yasa'mız açık, Ektiğini biçme hakkı da Vardır her insanın..
Sayfa 207 - YKYKitabı okudu
Eğer başa gelen her şey, herkesin yaptığı, olan her şey önceden yazılmışsa, yazılanı yapmak kaçınılmazsa, hiç kimse kendi yazgısına mahkum yetki ve iradeye sahip değilse; peki peygamberler niçin geldiler? Halkı dosdoğru yola davet etmek, şu gerekli o gereksiz, o doğru bu yanlış demek de ne anlama geliyor dersiniz?
Duanın son merhalesi istemektir. Ama bu istekler her haltı yiyip bu arada duayı da ihmal etmeyen ve ettiği duanın dahi anlamını bilmeyen hurafe dolu vird okuyucularının dar görüşlü, mantıksız, akıl dışı ve bencilce istekleri değil. Bilakis büyük insani değerleri niyaz etmek, ahlaki ve toplumsal arzuları beyan etmektir.
Tarih boyunca başkaları gelip ekmeğini talan etsin diye, açın açlığını daim kılmak için kurulan, fakirliği üreten ve onun bekçiliğini yapan bir din hakkındaki yargılarımız hiç şüphesiz doğrudur.
Sayfa 58 - FECRKitabı okudu
Reklam
Dostoyevski şöyle demiştir: “Bir yerde öldürme olayı varsa, olaya katılmayanların elleri de kana bulaşmış demektir.”
"Unutma dostum" dedi. "Seni ben öldürmüyorum, seni devrim öldürüyor."
Şu küçücük dünyada herkes incitilmiş, isimsiz, herkes yanlış yerde.
Dostluğun aşkı gölgelediğni, tutkuyu öldürdüğünü söylerler.
Sayfa 95 - Everest