Yıllar önce, üniversitede Yaşar Kemal 'in Fırat Suyu Kan Akıyor Baksana kitabını okumuştum. Mübadelede Yunanistan' a göç etmek istemeyen kitabın kahramanı, saklanıyor ve karnını doyurmak için denizden levrek tutuyordu. Ateş yakıyor, levreği pişiriyor, dumanı kokusu her tarafa yayılıyor. Ve ben onu okurken, hayatımda hiç levrek yemememe rağmen, levreğin kokusunu burnumda hissetmiştim. Levreği arayıp, tarayıp, bulup yemiştim de o kokuyu tadı alamamıştım.
Ada hikayelerinden sonra okuduğum bu kitapta da aynı duyguya kapıldım. Karıncaların ahmaklığına, sürü psikolojisine kızdım, kahrettim, çektikleri acılara üzüldüm. Hadi be, hadi be "Su buğuya ulaşsın" dedim. İşte yazarın muazzam gücü burada yatıyor.
Bunun dışında bence George Orwell'ın 1984 kitabının öncesini anlatmış. O kitabı okurken, insanlar bu duruma nasıl düştü demiştim. İşte böyle düşmüş.