Müslümanın müslümandaki hakkı beştir:
1- Selam vermek,
2- Hasta iken ziyaret etmek,
3- Cenazeye katılmak,
4- Davetini kabul etmek,
5- Aksırınca "Allah sana acısın" duasında bulunmak.
Dindar insan hayatın gergin ipi üzerinde iyi bir dengecidir. Onun terazisinin dengesi bozulduğu zaman, ölçü üzerine biraz dini ağırlık ilave ederek dengesini bulur.
Kâinat ve orada cereyan eden bütün olaylar, kendinden ötede bir başka varlığı, yani Yaratıcı'sını gösteren "işaret"lerdir. Nasıl ki yola dikilen işaretler yolcunun gözlerini kendilerine değil, gideceği istikâmete yöneltirse, her tabiat olayı da, insanın dikkatini kendi üzerine değil, kendisinin ötesinde olan bir istikâmete yöneltmeye çalışır. Ancak, tabiatın İlâhi Kudret'in bir işareti olarak algılanabilmesi, derin bir anlayışın geliştirilmesine bağlıdır. Bu derin anlayışın elde edilmesi, aklî düşünce ile birlikte, aklı aşan bir iman kapasitesine ihtiyaç gösterir.
Kâinat ve orada cereyan eden bütün olaylar, kendinden ötede bir başka varlığı, yani Yaratıcı'sını gösteren "işaret"lerdir. Nasıl ki yola dikilen işaretler yolcunun gözlerini kendilerine değil, gideceği istikâmete yöneltirse, her tabiat olayı da, insanın dikkatini kendi üzerine değil, kendisinin ötesinde olan bir istikâmete yöneltmeye çalışır. Ancak, tabiatın İlâhi Kudret'in bir işareti olarak algılanabilmesi, derin bir anlayışın geliştirilmesine bağlıdır. Bu derin anlayışın elde edilmesi, aklî düşünce ile birlikte, aklı aşan bir iman kapasitesine ihtiyaç gösterir.
Dindar insan hayatın gergin ipi üzerinde iyi bir dengecidir. Onun terazisinin dengesi bozulduğu zaman, ölçü üzerine biraz dini ağırlık ilave ederek dengesini bulur.
Bütün mesele, bilinen tarihi sebeplerle yitirilmiş varoluş şuurunun kazanılması yolunda köklü ve temelli bir girişimin başlamasıdır. Bu girişim diriliş girişimidir.
Her islâm insanı, gücü ve yeteneği ölçüsünde, âdeta bütün imânı bir anda elinden alınmış da yeniden ona kavuşmak için olağanüstü araştırma ve girişimlere dalmış kişidir.