İdrak adamı, yalnız düşmanlarını sevmekle kalmamalı, dostlarından da nefret edebilmelidir.
Daima öğrenci kalmak, bir hocaya iyi bir ödül değildir. Ve siz neden benim çelengimi didiklemeyi istemiyorsunuz?
Yalnız adam, bir derin göl gibidir. İçine bir taş atmak kolaydır. Fakat taş dibine kadar çökerse, söyleyin, kim onu çıkarabilir?
Yalnıza hakaret etmekten çekinin. Fakat bunu yaparsanız artık onu öldürün.”
Zerdüşt böyle dedi.
Siz kendinize dayanamıyorsunuz ve kendinizi yeteri kadar sevmiyorsunuz. Şimdi yakınınızı sevgiyle aldatmak ve onun hatasıyla yaldızlanmak istiyorsunuz.
Kendi lehinizde konuşmak istediğiniz zaman bir tanık çağırıyorsunuz. Onu hakkınızda "iyidir" demeye kandırınca, kendinizin iyi olduğuna inanıyorsunuz.
Yakınınıza olan sevginizi ödeyen daha uzaktakilerdir. Ve beşiniz birleşince bir altıncının ölmesi gerekir.
Fakat erkekler, söyleyin içinizde kim dostluğa yeteneklidir? Ah, ey erkekler, sizin ruh, cimriliğiniz ve yoksunluğunuzdur. Dostunuza verebildiğiniz kadarını ben düşmanıma verebilirim. Ve bununla yoksullaşmam.