Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Songül

Güzel gören güzel düşünür. Güzel düşünen, hayatından lezzet alır.
Biz sadece Afrika'ya erzak götürmeyi sadaka sayıyoruz. Oysa Efendimiz eşlerin birbirlerine hizmetinin de sadaka olduğunu bildiriyor. Bu çok mühim bir şey. Dolayısıyla bizim ahlâkımız her şeyden önce ev ahlâkımız Allah için yaptığımız şeyler olmalı. Hanımıma nazik davranıyorum; Allah'ın emaneti çünkü. Kocama hürmet ediyorum; Rabbim böyle isti- yor, Efendimiz böyle emretti çünkü. Bu düzeye geldik mi şeytan oturacak koltuk bulamaz aramızda. Çünkü biz çok yüksek standarttan bakıyoruz. Dolayısıyla ayağına bastın, bir gün gömleğin ütülenmedi, öbür gün kaynanan bağırdı bunları duymaz kulak, göz görmez o zaman. Ama küçük bakan biri çok görüyor. Meseleyi evlendik, gömlek ütületiyoruz diye kabadayıca değerlendirenler birisi, gömleği ütülenmeyince doğru mahkemeye gidecek, çünkü gömlek ütülenmedi. Veya kadın tarafından bakıldığında; "iki kere tembih ettim anneme götürmedi, o zaman kendim giderim bir daha gelmem"e dönüyor iş.
Nureddin YıldızKitabı okuyor
Reklam
Mesela bir hanım eşinin gömleğini ütülüyor. O anda da içeri girdiniz. Ne yapıyorsunuz hanımefendi diye sorduğunuzda eşimin gömleğini ütülüyorum diyor. Ütüleme dediğinizde, olmaz eşim çok titizdir diyor. Yanlış. Eşim gömlek giyecek ama Rabbim bundan bana sevap verecek demeli. Hadisi şerifi hatırlıyorsunuzdur. Resulullah (s.a.) erkeğin hanımının ağzına lokma koymasını sadaka sayıyor.
Nureddin YıldızKitabı okuyor
sahâbelerin hatırları çok hoş ya :)
Kur'an'ın müfessiri, Efendimiz (s.a.)'in amcasının oğlu. Çok enteresan bir olay yaşıyor. Bir gün yanında arkadaşları olduğu halde evine dönüyor. Yerde bir su birikintisi görmüş. Eğilmiş, yüzünü, sakallarını düzeltiyor. Suyu ayna olarak kullanıyor. Yanındakiler taaccüp etmişler, yani koca Kur'an müfessiri, yaşı ilerlemiş, saçı, sakalı ağarmış, taransan ne olur taranmasan ne olur demeye getiren latife yapmışlar kendisine. Ama bir şey söylese de hayatımıza ölçüsü olsun diye de beklenti içerisindeler. Diyor ki İbni Abbas (r.a.); Allah Teâla buyuruyor ki "Ne bekliyorsanız onlara verin" yani üç istiyorsan sen de üç ver- meye hazır ol. Güzel görmek istiyorsan güzel ol. Ben eve gidiyorum, onu güzel, bakımlı görmek istiyorum ona o şekilde hazırlanmam gerek. Ahlâk, işte mümin ahlâkı bu. Ama bunu eşin kuaföre gitsin sen de berbere git diye anlıyorsan yazık, İslam'dan bir şey anlamamışın demektir. İbni Abbas'ın kafasındaki erkeklik ölçüsü; hanımımın bağırmasını istemiyorsam eğer ben de bağırmayacağım. Hanımımın saçı taranmış olmasını istiyorsam eğer ben de saçı başı taranmış olacağım demektir. Senin isteme hakkın var, onun senden isteme hakkı yok. Bu ahlâksızlıktır. Ahlâk değil bu. Evlerimizin en büyük sorunu bu zaten. Erkeğin hanımına her türlü istekte bulunma, emretme, yukarıdan buyurma hakkı var diye bir şey yok. Erkek kendisin de hanımı gibi davranması gerektiğini düşünmüyorsa eğer işte İbni Abbas'ı eğiten Kur'an o insanı eğitememiş demektir.
Sayfa 10 - Nureddin Yıldız, Ahlâk mü'minin dinidir.Kitabı okuyor

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
"Kıyamet günü bana en yakınınız ahlâkı en iyi onlardır" diyor. Ahlâkı en iyi olanlar da eşlerine iyi davrananlardır diyor.
peygamber efendimiz savKitabı okuyor
Çok iyi
Milletin öyle camide eğilip kalktığına aldanmayın diyor. Ticaretine bakın diyor. Bir insanın ahlâklı olduğuna dair kararı yüzde 5, yüzde 20 camide aldık diyelim. Yüzde 30 iş yerinde aldık diyelim. Ama yüzde 50'sini muhakkak evden alacağız. Müminin hayatı evinde. Nerede yastığın varsa orada insansın. Öbür türlü hep ayakta duruyorsun. Sabit değilsin. İnsan uyuya bildiği yerde maliktir. Öbürleri iş yeri deniyor mesela. Görev yeri deniyor. Ama ev, asıl pozisyonundur her zaman. Bu sebeple müminin ahlâkı test edildiği zaman yüz- de 50'sini en az evinden toplayacak. Bu baraj evde dolacak. Yüzde 2, yüzde 3'ü falan yerden topladığın zaman barajı geçiyorsun demektir. Ama bunu beceremeyen mümin mesela evinde ahlâkı zayıf olan mü- min, camide bu puanı kapatamaz. Çünkü cami Allah Teala'ya karşı görevlerimizi yerine getirdiğimiz mekan.Ahlâk ise insanın insana karşı ilişkisidir.
Nureddin Yıldız, mü'minin ahlâkıKitabı okuyor
Reklam
Ümmü Seleme'nin sabır neticesinde elde ettiği en hayırlı evlilik
Ebû Seleme Abdullah b. Abdülesed ile evliydi. Her ikisi de Mekke'deki ilk Müslümanlardandı. Onlar da tıpkı Sevde bnt. Zem'a ve kocası gibi Habeşistan'a hicret etmişler, Mekkeli müşriklerin Müslüman olduklarını haber alınca da geri dönmüşlerdi. Ancak Mekke'ye vardıklarında durumun eskisinden pek farklı olmadığını gördüler. Neyse
Evlenmek için özellikle tavsiye edilen ya da yasaklanan herhangi bir gün yoktur. Uygun olan Herhangi bir zaman dilimi seçilebilir. Hz. Aişe (ra) kendisinin Peygamber Efendimizle Şevval ayırıda evlendiğini ifade etmiş ve yakını olan kadınlara da Şevval ayında evlenmelerini tavsiye etmiştir. Ayrıca Allah Resulü, ümmu Seleme validemizle de Şevval ayında evlenmiştir. Bu evliliklerin, bugün olduğu gibi o günün toplumunda da yaygın bir kanaat olan, "iki bayram arasında -yani Şevval ayında- nikah kıyılmaz." şeklindeki batıl anlayışı değiştirmeye yönelik olduğu anlaşılmaktadır.
Çok önemli!
Nişan, evlilik gibi bir birliktelik değildir. Sadece iki tarafın birbirini tanımaları için bir fırsattır, evliliğe bir on hazırlıktır. Nikah akdi yapılana kadar geçen süre içinde, tarafların birbirlerini ve yeni aileyi tanıma şansı bulduğu nişan dönemi, bir anlamda evlilik vaadidir. Ancak evlilik mecburiyeti getirmeyeceği gibi, taraflara evliliğin verdiği beraber yaşama hak ve yetkisini de tanımaz. Dolayısıyla nişanlılar, mahremiyeti kaldıracak tarzda birlikte olamazlar, evliler gibi hareket edemezler. Diğer taraftan, çiftlerin, resmi nikahlarını kıydırmadan önce, aralarındaki mahremiyeti kaldırmayı, dolayısıyla rahat hareket edebilmeyi sağlamak amaciylà dini nikah yapmaları zaman zaman sosyal ve ahlâki sakıncalan Beraberinde getirebilmektedir.
cahiliye dönemindeki nikâh akidlerini okuyunca çok şükür islam var diyorum.
Hz. Aişe validemiz, İslâmiyet gelmeden önce yaygın olan nikâh çeşitlerini şöyle an- latıyor: Câhiliye Dönemi'nde dört türlü nikâh vardı. En yaygın olanı, aile büyüklerinin ona- yı alınıp mehir miktarı belirlendikten sonra yapılan nikâh idi. İkincisi, bir erkeğin eşini, toplumun önde gelenlerinden birine gönde- rerek onunla birlikte olmaya zorladığı, eşinin ondan hamile kaldığı belli olana kadar eşine yaklaşmayarak onun nesebinden, asaletin- den istifadeyi amaçladığı nikâh idi. Bu nikâh çeşidine "nikâhul-istibda" adını verirlerdi. Üçüncü nikâh çeşidi, kadının beraber ol- duğu erkeklerden birini seçerek, doğurduğu çocuğu ona nispet ettiği, böylece artık evli sayıldıkları nikahtı. Dördüncü nikâh çeşidi ise evlerinin önüne bayrak şeklinde birer işaret asarak erkekleri davet eden ve birçok erkekle beraber olan kadınların, doğumdan sonra, benzerlikten yola çıkarak akrabalık tespit eden tecrübeli kimseleri çağırıp, hangi erkeğe benziyorsa çocuğu ona nispet ettikleri nikâh idi. Muhammed (s.a.s) hak din ile gönderilince insanların bugün uyguladıkları nikâh dışındaki bütün Câhiliye nikâhlarını iptal etti.
Buhâri, Nikah, 37; Ebû Dâvûd, Talak, 32-33.Kitabı okudu
Nikahın en hayırlısı, en kolay olanıdır. "Kadınların en bereketli olanı, mehir konusunda en fazla kolaylık sağlayanlarıdır."
Hakim, Müstedrek, 11, 194Kitabı okudu
Reklam
رَبَّنَا هَبْ لَنَا مِنْ اَزْوَاجِنَا وَذُرِّيَّاتِنَا قُرَّةَ اَعْيُنٍ وَاجْعَلْنَا لِلْمُتَّق۪ينَ اِمَامًا "Ey Rabbimiz! Eşlerimizi ve çocuklanmızı bize göz aydınlığı kıl ve bizi Allah'a karşı gelmekten sakınanlara önder eyle."
Sayfa 31 - Furkân,25/74Kitabı okudu
Acıyan Güzellik
her acı, şifa ümidini diri tutar içinde. kötü acı iyleşebilir. acıtan güzellik, ölmüş güzelliktir.
Yüreğin geçilmiyor ızdırap kervanlarından Kime dokunsan tedirginlik tünüyor dallarına Anlayamadılar, anlayamayacaklar, anlayamazlar yüzüne sürdüğün duaları.
ölmüşsün/ başında serviler ve serçeler / bir ismi devrediyorlar birbirilerine / yarım kalmış her şeyi tamamlıyor gibiler
Sayfa 47 - said yavuzKitabı okudu
Ahlâk, ikinci insana yalan söylememektir. En büyük ahlâk kuralıdır bu zaten. Efendimize "Mümin, zina eder mi, kumar oynar mı?" diye sorulduğunda. İnsandır yapar, sonra tövbe eder diyor. " Yalan konuşur mu?" dendiğinde "Onu yapmaz, onu yapmaz," buyuruyor. Çünkü açık bir zulüm öbür taraf için. İnsan aldatıyorsun. En büyük ahlaksızlıktır yalan.
1.901 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.