Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Kimse

Kimse
@_Gulsah_
"Egoist bir biçimde ayrı duran ve göğe yükselen bir köknar ağacı gibi ayaktayım, gölgem yok ve yalnızca orman kumrusu kuruyor dallarımda yuvasını" Kierkegaard
285 okur puanı
Ağustos 2017 tarihinde katıldı
64 syf.
·
Puan vermedi
P: "Ben neden memurum? Ben amir de olabilirim. Belki de ben zenginimdir. Ben kral olmalıyım. Ben kralım." G: "Sevgili dostum Poprişçin, üzülerek söylemeliyim ki sen de bizim gibi alelade bir varlıksın. Bizler soylu(!) sınıfın içine giremeyiz. Sen denedin bunu müdürün kızına yanaşarak, kayın pederimin fakir olması benim salaklığımdır diye düşünerek ama yemedi. Neden? Çünkü zengin kızlar zengin erkeklerle evlenir." P: "Ama hani zengin kız fakir oğlan diyordun bana?" G:"Ahmak dostum, o yalnızca Yeşilçam'da olur." P: "O zaman ben de Yeşilçam'dan birini seveyim?" G: Hayır Poprişçin. Yeşilçam da bitti. Şimdi diziler var istersen. Bol entrikalı, ahlaksızlarla örülü, aşka ve zenginliğe giden yolda her türlü edepsizliğe göz yumulabileceğini gösteren cinsten. Ne dersin?" *Poprişçin buna ne derdi bilinmez. Ama bence onun gibi bir karakter çok iyi giderdi bizim dizilere. "Kafayı sıyırmış deli" diye gülerlerdi bizim ahmaklar. Oysaki gülünmesi gereken, Çiftlikbank zihniyeti. Bu kitabı okurken aklıma Tosuncuk geldi nedense. İnsanlar nasıl kısa yoldan zengin olurum da insanlara üstünlük kurarım düşüncesindeler. Bu insanlar toplumu, toplumun zihniyeti de Poprişçinler'i doğuruyor. Kimse keyfinden delirmiyor, kimse keyfinden intihar etmiyor. Yargılamadan önce düşünmeli insan. Neden insan aklı birden uçup gidiyor, neden gencecik yaşamlar toprak oluyor diye. Neyse kitap hoşuma gitti. Ben yalnızca Bir Delinin Hatıra Defteri'ni okudum ama sanırım kitabın Palto ve Burun hikayeleriyle birlikte çıkan basımları da var. Tiyatro oyununu kaçırdım ama kitap iyi geldi. Hepimiz Poprişçin'iz!
Bir Delinin Hatıra Defteri
Bir Delinin Hatıra DefteriNikolay Gogol · Tutku Yayınevi · 20179,8bin okunma
Reklam
111 syf.
·
Puan vermedi
Mektup yazılan, mektup beklenilen, karışık kaset doldurulan, bir haber almak için kırk takla atılan, aynı radyoyu dinleyip aynı şarkıda hüzünlenilen o eski zamanlarda yaşamak isterdim... Ben bu çağı sevmiyorum. Bilinçsizce gelişen teknolojiyi sevmiyorum. İnsanın giderek yok olduğu ama en acısı kendini bir halt sandığı şu zamanları sevmiyorum. Tezer Özlü, o da yaşadığı çağı sevmedi ama o yazabildi. Yaşamın Ucuna Yolculuk dedi, Çocukluğumun Soğuk Geceleri dedi ve yazdı. Bu kitapta ise sığamadığı hayatı; kardeşi, dostu olarak gördüğü Ferit Edgü'ye anlattı ve ben iki ustanın mektuplaşmalarına şahit oldum. Bir insan yaşadığı bunaltıyı bu denli güzel anlatabilir mi? Ruhunun ızdırabına, içten ve doğal bir dille böylesine etkileyici satırlarda can verebilir mi? Özlü bunu yapıyor. Okuduğum her kitabında yaptı ve bu mektuplarında da bana yalnızlığı, yabancılığı, kaygılı saatlerini, yaşamın saçmalığını ve daha birçok duygu geçişini yansıttı. Bu konuda Edgü'nün de hakkını yememek lazım. Harika bir kalem... Ama her ikisinin şansı, birbirinin dilinden anlayabilen bir dosta sahip olmak. Keşke benim de böyle satırlar karalayıp da kendimi rahatlatacağım dostlarım olsaydı. Gelin gör ki insanlar, bırakın acınızı anlamayı acınızın üstünden nasıl bir kâr elde eder, işte bunun peşindeler. Sıkıldım artık samimiyetsiz ve çıkar kovalayan insanlardan. İnsanoğlu her şeyi kirletiyor farkında mısınız? Ne komşuluk kaldı, ne gelenek-görenek kaldı, ne ahlâk kaldı ne de güven kaldı. Böylesine berbat bir dünyada benim tek kazancım beni bana anlatan yazarlar oldu. İyi ki varsın Tezer...
Her Şeyin Sonundayım
Her Şeyin SonundayımTezer Özlü · Sel Yayıncılık · 20132,157 okunma