Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

lia makhmar. h

lia makhmar. h
@_LIT_4
Librarian
GEA/LIT - Seneca Polytechnic
117 okur puanı
Mayıs 2018 tarihinde katıldı
Reklam
Bedava
Aslında "rüzgânın getirdiği" demektir. Farsça bad "rüzgar" ve avardan "getirmek" sözcüklerinden oluşuyor. Karşılıksız bir şeyi vurgulamak için çok güçlü bir benzetmedir. Karşılıksız olanın değeri var mıdır ya rüzgar getirdiği gibi götürürse?
Sayfa 133 - PK
Hercai
Sürekli bir kararda durmayan, çok çabuk dönen, kararsız kişilere denir. Hercai, Farsça her ve çay "yer" sözcüklerinin birleşmesinden doğmuştur. Her yerde açan (çiçek) anlamındadır. Eskiden her yerde çiçek açanlar vardı, şimdi herkese mavi boncuk dağıtanlar..
Sayfa 131 - PK

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
ENANİYET
Benlik, bencillik, egoizm demektir. Enaniyet sahibi insan her zaman "ben" der ve her şeyi kendine çekmek ister. Arapça ene "ben" kökünden gelen sözcük enayi ile akraba. Birbirine bu kadar uzak görünen iki sözcügun bu kadar yakın olması ... Herhalde hep" ben" demek de bir tür enayilik.
Sayfa 131 - PK
Hunhar/ Hun devleti ile ilgisi olabilir
Farsça hun "kan ve har "içen" sözcüklerinin birleşimiyle oluşmuştur. Gaddar, zalim anlamının yanında vampir manası da vardır.
Sayfa 130 - PK
Reklam
Nehari
Eğitime gündüz devam edenlere verilen isimdi ve gündüzlü demekti. Gece okuyanlara ise leyli denirdi. Sonra biri yatısız öteki yatılı oldu. Nehari, Arapça nhr kökünden geliyor ve nihrir ile akraba. Nihrir; bir konuda derin bilgi sahibi, üstat demek. Nehari ve nihrir... iki sözcük de aydılıkla igili. Biri dış, diğeri iç..
Sayfa 130 - PK
Düğün/Düğüm/Düğme
Sözcüğün aslı düğümdür. Düğün, düğüm ve düğme aynı kökten, "tügmek "ten gelmektedir. Hepsi de bağlamak, bir araya getirmek anlamındadır. Düğme kiyafetin iki tarafını bir araya geyirir, düğüm iki ipin ucunu, düğün ise ise damat ve gelini.
Sayfa 127 - PK
Dilnişin
Gönülde yeri olan, sevilen demek. Farsça diI "gonül" ve nişin "oturan" sözcüklerinin birleşiminden oluşuyor. Uzun yıllar Istanbul Boğazında salınıp giden emektar vapurun adıdır aynı zamanda.
Sayfa 124 - PK
Uğrun/Oğrun/Gizli
Gizli demektir, Eski Türkçe uğru- kökünden gelir, "Yar yitirdim uğrun uğrun ararım" diyor türküde, Zira sevda da gizlidir, sevdayı aramak da.
Sayfa 122 - PK
Bergamot - Beg/y armudu
Turunggillerden bir ağaç ve bu ağacın meyvesidir. Bergamot dilimize Fransızcadan geçmiştir. Fransızlar da bunu, Italyanca "bergamotta kelimesinden almıştır. Yalnız sözcüğün köküne gidersek Türkçeye, beg armuduna geliyoruz. Yani Türkçeden İtalyancaya geçen beg armudu (bey armudu), Fransızca üzerinden bize bergamot olarak geri dönmüş.
Sayfa 116 - PK
Reklam
Hümasaye
Hüma, Kafdağı'nda yaşayan boz renkli, kanatları zümrüt yeşili, efsanevi bir kuştur. Sayesi (gölgesi) bir kimsenin üzerine düşerse o kişinin başına devlet kuşu konacağına, talihinin açılacağına inanılır. Eskiler, cömert ve iyiliksever insanlara hürmet ve sevgiyle "hümasaye" derlerdi. Hümasaye, Hüma kuşu gibi gölgesi şans ve zenginlik getiren, iyiliği her yanı kaplamış olan anlamındadır.
Sayfa 116 - PK
Merdümgiriz
Insan içine karışmayı sevmeyen, kalabalıktan kaçan kimse demektir. Farsça merdum "insan" ve "giriz "kaçan kelimelerinin izdivacından doğmuştur. Günümüzde asosyal sözcüğü kullanılyor.
Sayfa 108 - PK
Mecruh - Yara almış
İlk anlamı, yaralıdır. İkinci anlamı, canı yanmış, kırgın... Arapça cerh "yaralamak kökünden türemiştir. Cerrah da aynı kökten gelir. Birinci anlamının ilacı cerrahtır, ikincisinin...
Sayfa 101 - PK
Üvey - Hristiyanların, "goddaughter/godson" dedikleri bağlantı
Sadece yasa karşısında akraba sayılan, aralarında kan bağı bulunmayan, öz olmayan demektir. Eski Türkçe sözcük, öksüz ile aynı kökten. Eskiler, çocuğa öksüzlüğünü hatırlatmasın diye üvey yerine ahiret derdi. Kişinin üvey oğlu ahiret oğluydu. Yani iki cihanda da yanındaydı
Sayfa 97 - PK
Yük/Yüksünmek - güzel şeylerin yükü ağırdır
Taşınan şey , ağırlık anlamındaki kelime, esasen üste gelen şey demektir. Yüksek de aynı kökten. İkisi de Eski Türkçeden... "En ağır yükü istiyordun kendin için ve sonunda kendini buldun, demiş Nietzsche. İnsana kendisinden daha büyük yük var mıdır? Yüksünmek de tembellik etmek, isteksiz davranmaktır. Kelimenin kökü Türkçe yük, yani bir seyi yük saymaktan geliyor. Neden güzel şeylerin peşinden gitmeye yük- sünür insan?
Sayfa 96 - PK
712 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.