Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Mine

Mine
@__mine
4 Eylül 2002
19 okur puanı
Ekim 2022 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitap
Reklam
Albert Einstein, 5 Şubat 1930'da oğlu Eduard'a yazdığı bir mektupta yaşamı bisiklet sürmeye benzeterek şöyle der: "Yaşam bisiklete binmek gibidir. Dengeni korumak için hareket etmeye devam etmelisin." Yani yaşamdaki ideallerimiz açısından baktğımızda varılacak bir bitiş çizgisi yok. Hayat, yaşadığımız sürece içini dolduracağımız bir süreç. Asıl mesele de onun içini nelerle doldurduğumuz.
Düşünerek, hayal ederek veya istemekle insanların üzerinde bir etki oluşturamayız. Ancak konuşmalarımız ve davranışlarımızla bir etki oluşturabiliriz, yani iletişimle.
Sayfa 197Kitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Normalde, depresyonda olmayan insanlar bir şeyler yaptığında yorulur ve oturup bir şey yapmadığında da dinlenir. Fakat depresyondaysanız bunun tam tersi doğrudur. Yani yorulmamak için bir şeyler yapmanız, bir şeylerle meşgul olmanız gerekir.
Çok karanlık günler yaşadım ve ömrümün sonuna kadar aklımdan çıkmayacak şeyler gördüm. Ama kaybettiklerimi düşünmemeye çalışıyorum. Şimdilik tek yapabildiğim günübirlik yaşamak ve elimde kalanlara sıkı sıkıya tutunmaya çalışmak.
Sayfa 320Kitabı okudu
Reklam
Geleceği düşlerken geçmişin acılarını taşımanın ne gereği var? Ne zaman anda yaşayacağız? İşte ölüm meleğinin bize öğrettiği şey budur.
Sayfa 110Kitabı okudu
Yeniden doğuş, yeniden çocuk gibi olmaktır; spontan ve özgün... ama bir farkla; bu kez özgürlük bilgelikle gelir.
Sayfa 109Kitabı okudu
Bu nedenle yaşamınızdaki dört anlaşmayı koruyabilmek için büyük bir savaşçı olmak zorundasınız. Mutluluğunuz, özgürlüğünüz, tüm yaşam biçiminiz buna bağlıdır. Savaşçının amacı bu dünya cehennemini aşabilmek, asla cehenneme geri dönmemektir.
Hoşlandığınız bir kişiyle bir ilişkiye girdiğinizde genellikle bu kişiden neden hoşlandığınız konusunda gerekçeler bulmaya çalışırsınız. Sadece görmek istediğinizi görür ve o kişiyle ilgili hoşlanmadığınız şeyleri yadsırsınız. Haklı olmak için kendinize yalan söylersiniz. Sonra da varsayımlarda bulunursunuz. Bu varsayımlardan biri şudur: "Sevgimle bu kişiyi değiştirebilirim." Ama bu doğru değildir. Sevginiz hiç kimseyi değiştiremez. Eğer birisi değişiyorsa değişmeyi seçtiği içindir, sizin onu değiştirebilme gücünüzden değil. ... Şüphesiz eğer birisiyle birlikte yaşamaya karar verecekseniz bu anlaşmayı sizin tam olmasını istediğiniz gibi biriyle yapmanız daha iyidir. Hiç değiştirmek istemediğiniz birini bulun zaten istediğiniz gibi olan biriyle olmak, değiştirmeye çalışacağınız biriyle olmaktan daha kolaydır.
Reklam
Herkesin, hayatı bizim gibi algılaması gerektiğini ya da algıladığını varsayarız. Başkalarının bizim gibi düşündüğünü, hissettiğini, yargıladığını ve sömürdüğünü varsayarız. İnsanların en büyük varsayımı budur. İşte bu yüzden başkalarının yanında kendimiz olmaktan korkarız. Çünkü herkesin bizi yargılayacağını, suçlayacağını, kullanacağını ve sömüreceğini varsayarız. Tıpkı kendimizin yaptığı gibi. Bu yüzden başkalarına bizi reddetme şansını vermeden biz kendimizi reddederiz. Başkalarının bize yapacağı şeyi, bizim kendimize yapmamız daha güvenlidir. İşte insan zihni böyle çalışır.
İlişkide varsayımlar kavgalarımızın, zorluklarımızın, sevdiğimizi iddia ettiğimiz kişileri yanlış anlamamızın nedenidir.
Soru sormak daima varsayımlarda bulunmaktan iyidir. Çünkü varsayımlar yaşamınıza acıları davet eder.
İnsanlar ne yaparsa, ne söylerse, ne düşünürse düşünsün kişisel algılamayın. Sizin ne kadar harika biri olduğunuzu söyleseler bile, bunu sizin yüzünüzden söylemiyorlar. Sizin harika olduğunuzu kendinizin bilmesi önemli. Size harika olduğunuzu söyleyen insanlara inanmaya ihtiyacınız yok. Hiçbir şeyi kişisel algılamayın.
111 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.