O zamanlardaki ruh halimi betimlemeye kalksam durumun ontolojik açmazından en az iki Nuri Bilge Ceylan filmi, üç beş Pessoa hikayesi, bir Emre Aydın albümü ve iki tam bir öğrenci depresyonu çıkar.
Tanrı bazı insanlara birtakım ayrıcalıklar veriyor. Kimine iyi bir yaşam, kimine anlayış, sabır, şefkat... Hiçbir şeyi layık görmediği kullarına da giderayak bir iyilik yapıyor ve ölümlerini öngörme becerisi lütfediyor. Ne kıyak ayrıcalık değil mi?
"Eee siktir et abi o zaman. Unutman lazımken ne diye kızın doğum lekesinin dövmesini karnına yaptırırsın?"
Güldü.
"Kızı siktir ettim abicim zaten. Mesele o değil. Mesele en güvendiğim, en sevdiğim insanın bile hiç ummadığım bir anda beni aldatabileceğini unutmak istememem. Kiminle olursam olayım, karım bile olsa yanımdaki, her çıplak kaldığımda bu .mına kodumun lekesine bakıp kendi kendime diyeceğim ki, unutma lan! Sakın unutma. Herkes herkesi her an aldatabilir. Herkes herkesi her an aldatıyor olabilir. En azından herkes herkesi bir ara mutlaka aldatır. Lekeye bak ve sakın unutma!"