Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Hülya Özer

Hülya Özer
@_bikitapokudum
13 okur puanı
Şubat 2024 tarihinde katıldı
“Sen hayatımdaki en iyi şeysin. Güvenlisin, gerçeksin ve kusursuzca kusurlusun. Yalan olarak başladık ama şimdi bildiğim en doğru şey biziz.”
Artemis yayınlarıKitabı okudu
Reklam
“Diyorum ki, sen şimdiye dek tanıştığım en güzel kaos türüsün. Ve kaos beni korkuturken sen onu arzulamamı sağlıyorsun. Diyorum ki, kendimizi saçma bir durumun içine atmış olsak da… bir an bile düşünmeden tekrar yapardım çünkü bana seni verdi.”
Artemis yayınlarıKitabı okudu
“ Ben bu hikayedeki kahraman değilim, Pimlico. Ben diğer kötü adamım. Bunu hatırlasan iyi edersin. “
Pukka yayınlarıKitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
“Sırlarını saklamanın seni benden koruyacağını mı düşünüyorsun?”
Pukka yayınlarıKitabı okudu
Anahtarların sesi bir zili andırıyordu. Mezbahaya götürülen masum bir koyunun boynuna takılmış bir zil. Öte yandan kalpsiz kasap mı yoksa kurtarıcı çoban mıydım, bilmiyordum.
Pukka yayınlarıKitabı okudu
Reklam
Tuvalet kağıdına yazdığım bu roman asla kurgu olmayacak. Bu benim otobiyografim. Böylece bir gün, değerim tükendiğinde ve efendim benim için ödediği her peninin karşılığını aldığında, birisi çok fazla şeye katlanan dilsiz köleyi hatırlayabilir.. Belki işte o zaman, özgür olurum.
Pukka yayınlarıKitabı okudu
Diğer insanlar içgüdüsel olarak kötü bir şeyleri fark edip bu adamdan uzak dururken ben ona kendini iyi hissettirmeyi görev edindim. Zihnimdeki sesin beni uyarıp kaçırmasına izin vermedim; bunun yerine, katı “ Yargılama. Dinle,” kuralına uymayı tercih ettim. Annemin öğrettikleri yanlıştı. Korkmak yerine sempati duymama sebep olmuştu. Kötüyü fark etmek yerine iyiye inanmamı sağlamıştı. Katilimle dans ettim.
Pukka yayınlarıKitabı okudu
Bana bu yaşama becerilerini verdiği için beni doğuran kadına minnettarım ama bu, asla onu bağışlayacağım anlamına gelmiyor.
Pukka yayınlarıKitabı okudu
Evet, iradem kırılmış gibi görünüyordum. Evet, mutlak suretle itaat ediyordum. Fakat içimde, kırdıkları parçaları bir şekilde yapıştırıp kıymet verdiğim bir şeye dönüştürmüştüm.
Oysa yaşamıyordum. Ölüyordum. Sadece onlar bunu göremiyordu.
Reklam
Özgürlük elimdeydi. Fakat sonra onu kaybettim. Öldürüldüm, dirildim ve satıldım. Özgürlüğümü kaybettim ve bu, çok uzun yıllar boyunca devam etti.
“Beni bekledin mi?“ “ Bekledim, umudum olmamasına ve korkmama rağmen bekledim. “ “Ve ben sana geldim.” “Hoş geldin, Arıza.”
Lapis yayınlarıKitabı okudu
“Hiçbir zaman seni sevmek kendi tercihim olmadı Doğu. Ne yazık ki aşık olmak elimizde değil. Seni seçmek bu hayattaki en büyük pişmanlığım.“ Kendine inanamıyordu. ” Ne büyük pişmanlık hem de. “ Sözlerini yutkunarak kabul eden Doğu, omuzunu yorgunca silkti. “ Oysa benim en büyük zaafım kalbinden öpüp seni iyileştirmekti,“ derken geriye doğru sendeledi. “Canın sağ olsun İnanç, canın sağ olsun.“
Lapis yayınlarıKitabı okudu
Babaları tarafından sevilen kızları kimse kıramaz.
Lapis yayınlarıKitabı okudu
Sanki avuçları arasında tuttuğu bir insan ve kalbi zayıf bir kadın değilmiş gibi vicdansızca konuşuyordu. Su yüzeyine çıkardığı yüze baktı ve o çırpınışı görmek istedi. Ancak çırpınışlar yoktu, kadın boynu kırık bir papatya gibi omzuna düştü.
Lapis yayınlarıKitabı okudu
“Yaşaması gereken sen değildin,“ derken acımasızca gülümsüyordu. “Ölmek sana çok yakışırdı, İnanç.“
Lapis yayınlarıKitabı okudu
Reklam
İbretlik öykülerin başlamasındaki en temel sebep kibirdir. Kibri ateşleyenin İnanç mı yoksa Doğu mu olduğu tartışılsa da sonunda bu Kibirin ikisini de yakacak aşikardı. Ama onlar bunu göremeyecek kadar ateşli ve birbirlerine öfkelilerdi. Ya İnanç yakacak Doğu küllenecekti ya da inanç yanacak ikisini de kule döndürecekti.
Lapis yayınlarıKitabı okudu
Güvenmekten kaçındığınız insanların sakinliğinden daima şüphelenenin ve onların işbirlikleri için oyunbozanlık etmeden hazırmış gibi davranmalarına asla inanmayın. Zira bir sabah uyandığınızda ortaklık ettiğiniz işte kurban olduğunuzu anlamanız kaçınılmaz olur ama iş işten çoktan geçmiştir.
Lapis yayınlarıKitabı okudu
“ Toprağın altında işime yaramaz bu kalp benim. İçinde olan, olduğu yeri bilmeli.”
Ephesus yayınlarıKitabı okudu
“ Kendimden önce hep seni bilirdim. Gözümü açtım, seni gördüm. Büyüdüm, seni gördüm. Ben hep seni gördüm, Gökçen. Bir tek seni bildim. Ellerinle oynardım, saçlarınla oynardım. Benim en sevdiğim oyunlar bunlardı. Çok belli edemezdim belki ama…“ Yine yutkundu. Ve yetişkin Murathan’ı gördüm göreli en titrek ve gerçek sesiyle devam etti. “Her yerde ben ilk sana bakardım. Her şeye kafa tutardım da bir tek sana direnemezdim. Öğretmen en sevdiğiniz şeyi çizin, derdi. Ben seni çizerdim. Ailenizi çizin, derdi. Annem babam ve ablalarımın yanına seni de kendi elime eklerdim. Mavi hep sendin. Mavi kelebekler, mavi çiçekler, mavi gökyüzü…“
Ephesus yayınlarıKitabı okudu
“Niye hem kızıp hem Murathan’a yapış dediğimi sormuştun ya, Leyla…” dedi arkada ciddiyetle patates soyan eşine. Leyla’nın bakışları ona dönerken, tebessümünü bozmadan devam etti: “Bak işte bu yüzden, “dedi kapıdan el ele çıkan ve hala bir şeyler tartışan iki miniğe bakarak.“ Çünkü bir tek Murathan kavga etseler bile Gökçenin elini bırakmıyor. Onunla olunca…“ derin bir nefes verdi. Ve cümlesini kısık bir mırıltı şeklinde tamamladı: “Gözüm asla arkada kalmıyor…“
Ephesus yayınlarıKitabı okudu
“Derler ki en büyük hak gönül kırmaktır. Bu hikâyede Mah sensin, Şer benim. Çok kırdım, güzel sevdin.” İçimde zelzeleler koptu, taşlar yerinden oynadı, ona örülen tüm duvarlar yıkıldı. Bağlılığın simgesi olan ve seneler önce benden kopan o yüzük, bıraktığım günkü gibi onda dururken “Hamlığıma ver, helal et,“ dedi. Artık göremeyeceğim kadar bulanıklaşmıştı etraf . “Çünkü şu arşıâlâ bile şahit ki benim için evvel sensin…“ Dedi nem düşmüş gözleriyle. “Ahir sen…“
Sayfa 41 - Dokuz yayınlarıKitabı okudu
Reklam
Tekrar elini cebine attığında, sarı alyans, benim alyansım gecenin karanlığında parladı.“ Hiçbir şeyi hak ettiğin gibi yaşatamadım ama Mahru…” Sesiyle kalbimdeki telaş katbekat büyüdü.“ Benim için yâr da sensin yara da sen… Zehir sensin, şifa Sen… Şu yüreğin…” dedi, tek parmağını telaşla göğsüne vurduğunda.“Neşesi sensin, kederi sen…“
Dokuz yayınlarıKitabı okudu
“Sana iki kere, gitmen için seçenek sundum ama sen kalmayı seçtin, Mahru,” dedi ve cebinden aldığı, yıllar önce çıkardığımız kendi alyansını sol yüzük parmağına geçirdi. “Bundan sonra seni bırakmıyorum, senden bir adım öteye yemin ederim ki gitmiyorum.“
Sayfa 41 - Dokuz yayınlarıKitabı okudu
Karşımda gördüğüm adam duraksasa da, ödediği bedeller az gelmiş gibi kendisi için bir yenisini daha eklemek istemişti ve ben bunu, kurduğu cümleden anladım. “Kal demeye yüzüm olmadığı için git diyorum… Ama Mahru…“ Dedi içi gider gibi. “Gidersen de ölecek gibi hissediyorum .“
Sayfa 33 - Dokuz yayınlarıKitabı okudu
“ Benim için yaptığın şeyde en çok yara alan ben oldum,” dedim ve düzelttim. “Biz olduk. Herkes bir şekilde hayatını devam ettirmiş, olan bize olmuş. Ölüsünün acı acısı da bana kalmış, dirisinin derdi de.”
Sayfa 30 - Dokuz YayınlarıKitabı okudu