İnsan bir kez kendini buldu mu bu dünyada kaybedecek hiçbir şeyi yok demektir. Ve insan bir kez olsun içindeki insana dokundu mu tüm insanlara dokunabileceğini tüm kalbiyle biliyor demektir.
ABD’li Sümerolog Samuel Noah Kramer tarafından günümüz dillerine çevrilen dünyanın ilk aşk şiiri, şu mısralardan oluşuyordu:
Damadım, kalbini sevgilisi.
Güzelliğin büyüktür baldan tatlı.
Aslan, kalbimin kıymetlisi.
Güzelliğin büyüktür baldan tatlı.
Benim değerli okşayışlarım baldan tatlıdır.
Yatak odasında bal doludur.
Güzelliğinle zevklenelim.
Aslan seni okşayayım.
Benim değerli okşayışlarım baldan tatlıdır.
Damadım benden zevk aldın.
Annem söyle sana güzel şeyler verecektir.
Babam, sana hediyeler verecektir.
Sen beni sevdiğin için.
Lütfet bana okşayışlarını.
Benim tanrım, benim koruyucum.
Tanrı Ellil’in kalbini memnun eden Şusin’im .
Lütfet bana okşayışlarını.
En derin yaralar insanın içinde gizliden gizliye sinsice ilerleyip en zayıf noktasını konuşlanır ve en olmadık anlarda gürül gürül akan bir dere gibi ortaya çıkar.
Savaş kahrolmak demektir oğlum. Gece gündüz burnuna dolan ölüm korkusundan yıllar boyu kurtulamamak demektir. Açlık, susuzluk, dizanteri, hastalık ve hatta aklını oynatmak demektir.