kitabı beğenmedim diyemem ancak pek empati kuramadığım bir gerçek maalesef.
doktor’un kadına karşı bu sorumluluk hissinin, bağlılığın sebebini anlayamadım.
doktor, kararlı, otoriter kadınlara ve hatta kibirli kadınlara karşı bir zaaf gösteriyor. kitaptaki kadın da tam olarak rica etmeyen, eğilmeyen ve kibirli birisi. ilgisini buraya bağlayabilirim ancak doktor da, ona yardım etmek için önce rica etmesini ya da kendisiyle sevişmesini istiyor. kadın tüm dikbaşlılığıyla doktoru reddediyor ve hatta küçümsüyor.
buraya kadar her şey tamam, hatta daha sonra kadını bulma isteğini bile anlayabiliyorum. ancak kadını önce ucuz biri görüp sonra tam bir drama queen gibi evinin çevresinde dolanmasını, kadına ulaşma isteğini, tabiri caizse kadının peşinde köpek gibi dolanmasını anlayamadım.
kadının şartları çok açıkken ve sen bu şartları yerine getirmeyeceğini açık açık belli etmişken ve daha sonra kadın öldüğünde bile kadının peşini bırakmamışken ne bu vicdan tavırları?
herkes kendi davranışlarının sorumluluğunu almalıdır. kadın madem rica edemeyecek, burnu düşse almayacak biri, sana ne? sana mı kaldı kadının onurunu korumak? kaldı ki, son güne kadar senden yardım istemek yerine ölmeyi bile göze almış hâlâ ne kendini zorluyorsun abicim ya.
böyle gereksiz şovlara hiç gelemiyorum, gereksiz vicdani muhasebeleri, kadının onurunu korumak için tabuta atlayıp denizin dibini boylayıp ölmesi bana hep aşırı geldi açıkçası.
ha bana mı kalmış eleştirmek? evet, bana kaldı. burası sosyal medya herkesin bir fikri var maalesef.