Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Prof. Dr. Abdullah Draz diyor ki:
"Şüphesiz, Islâm'ın insan kişiliğine verdiği değer, münferid, yani tek bir değer değildir. Bilakis o, üçlü bir değerdir. Bunlardan birincisi, dokunulmazlık ve himaye; ikincisi, şeref ve efendilik; üçüncüsü, istihkak ve ehliyettir. Bunlar, insanın kendi tabiatında edineceği birer değerdir. "
Abdullah Draz'ın en-Nebeü'l-Azîm isimli kitabı güzel ve bu konuya uygun olan kitaplardan birisidir. Ayrıca bu amacı gerçekleştirme adına okuması ve anlaması yeni nesil gençler için kolay olacak üç tane kitap yazdım. Bunlar. Islam'ın Güzellikleri, Geniş Perspektif ve Çağdaş Şüphelerle Mücadele Rehberi adlı kitaplardır. Burada uyarmak isterim ki şüpheleri ve onlara verilecek cevapları araştırmakla yahut da ateistler ile şüphe içerisinde olanların savunduğu fikirlerle iştigal etmekle yakini güçlendiremezsiniz. Bu, alanında uzman kişilerin üstleneceği bir iş. Beklenen şey sadece hakikatin delillerini bilmek ve onun gereğince amel etmektir. Şüpheler ve bu tür problemlere dair ise hakikati öğrendikten sonra meşhur olan şüphelerin temellerini bilmek yeterlidir. Kendisini sağlam bir zemine oturtmadan aklında şüphe olan kişilerle munakaşa etmeye çok fazla şevkli olan nicelerinin sonu hüsran ve zarar olmuştur.
Reklam
Mutezile düşünce içerisinde bu tutum, sadece aklın ışıkları vasıtası ile yüce varlığın bizzat özüne, onun fiillerini yöneten ahlaki kanunlara ve aynı şekilde bizim uymamız gerekenlere ulaşmak iddiasında olanlara ve bütün bir rasyonel sisteme bağlıdır. Üstelik, bir kere ilahi kanunlar bilinince, onlar oradan Allah'ın hiçbir şekilde uymamazlık yapamıyacağı, bütün bir belirli kurallar silsilesini çıkarmaktadırlar. Allah iyidir, hakimdir ve adildir.
Şüphesiz Kur'an, sadece zihni melekelerle yetinmez. O, aynı zamanda bizim en asil ve en meşru duygularımızı uyandırmaya büyük bir özen gösterir. Fakat o, onları sadece aklımızın kontrolü altında işletir. Onun .hitabı daima bizedir, yani ruhumuzun şu parlak kısmına, bizim anlamak, bütün şeylerin lehinde ve aleyhinde onları tartmak ve farklı değerleri takdir etmek yeteneğimizedir.
Ahlak yükümlülüğün derin analizinde, Fransız filozofu Henri Bergson, iki ana kaynak keşfetmiş bulunmaktadır. Biri toplumsal baskı gücü, diğeri daha geniş olarak beşeri veya daha doğrusu ilahi cazibe gücü.
Reklam
Daha derin bir anlamda, gerçektir ki iyi olan herşey güzeldir, Aynı şekilde tersi de doğru mudur? Fazilet düşüncesinin gözleri büyülemediği zaman bile, ruhların tattıkları asli güzelliğinin bulunduğundan hiçbir kimsenin şüphesi yoktur
Abdullah Draz (rahmetullâhi aleyh) ayet hakkında şu yorumları yapıyor: "Ebedi hüküm vererek onların işini bitiren "Ki asla yapamayacaksınız" ayetindeki şu kışkırtmaya bakın. Sonra Allah Teâlâ onları ateşle tehdit edip taşlarla bir tuttu. Vallahi eğer dilleri tutulmasaydı azılı düşman, zalim ve kibirli olmalarına rağmen bu yarıştan
Muhammed Abdullah Draz son derece etkili ve bir o kadar da güzel bir eser kaleme aldı. İsmi en-Nebeü'l-Azim olan bu kitabın hedefi, Kur'an'ın Allah'ın kitabı olduğunu ortaya koymak ve herhangi bir insan uydurması olmadığına dair deliller getirmektedir
Aydınlatan,ısıtan ve bize hayat veren güneş;gölgesiyle bizi barındıran, meyveleriyle bizi nimetlendiren ağaç;kayaların arasından akıl almaz bir şekilde fışkıran pınar...kısacası,böyle sessiz ve etkili bir tarzda hareket halinde bulunan her tabiat kuvveti,aynı zamanda oldukça dikkatli bir gözlemcinin ruhunu etkileyebilecek birer şaheserdir.
Reklam
İman harekete geçtikçe küfür onu boğmak için gaddarca ve amansızca hücuma geçiyor ve durmadan müdaafasız masum kişilerin canına kıyıyordu.
Onlar, kız çocuklarını diri diri gömüyor, fuhuşta bulunuyor, nikahı haram olan kimselerle zina ediyor, kadınlara vermiş oldukları mihri zorla geri alıyor, onlara kerhen vâris oluyor, yetimlere zulmediyor, aç gözlülük gösteriyor, fakirleri ihmal ediyor, zayıf kimseleri de hakir görüyorlardı. Amacı israf ve gösterişten başka bir şey olmayan meşhur Arap cömertlik ve misafirperverliği dahi Kur'an'ı Kerim tarafından bizzat kötülüğün kendisi olmasa bile içinde kötülük bulunan yersiz bir iyilik olarak sunulur. Kısacası, müşrik Arap topluluğu apaçık bir dalalet içinde bulunmakta ve cahiliye devrini yaşamakta idi.
Sayfa 110Kitabı okudu
Bir eserin kaynaklarının araştırılması, normal olarak muhtevasının araştırılmasından önce gelir. Ancak Kur'an-ı Kerim'in özelliği bu kaideyi tatbike imkan vermez. Çünkü menşeinin ilahi olduğu fikri, İslâmiyet'in sadece bir parçasını değil, aynı zamanda onun en önemli temelini teşkil eder
Sayfa 107Kitabı okudu
Kur'an'ın dilsel açıdan güzelliği, üslubunun çekiciliğinden değil, bizzat Allahu Teâlâ'dan gelmiş olmasındandır. Bu güzellik, kulağı okşadığı kadar kalbe hükmeder, insanı büyülemeden hayran bırakır, tahrik etmekten çok etkiler, hareket halinde değil de sükun halinde zevk verir.
152 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.