Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Abdullah MEMİŞOĞLU

Abdullah MEMİŞOĞLU
@abdullahmemisoglu
Mustafa Kemal, İstanbul'daki hükumete başkaldırdığı zaman 'ihtilalci'; devraldığı toplumu dönüştürmeye koyulunca 'inkılapçı'dır.
Reklam
Mustafa Kemal'in iç içe üç büyük eylemi var: Emperyalizme karşı kurtuluş savaşı, padişaha karşı demokratik devrim, toplumun ümmet aşamasından millet aşamasına dönüşümü...
İçinizde ışık yakan fiziksel ve psikolojik bir kaynaşmaydı seks, ihtişamıyla varlığınızı içine alan biyoduygusal bir yakamoz.
Sayfa 187Kitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
İnsan olmanın pathosunu kavradım. Özünde yalnız, ama birliktelik mitine ihtiyaç duyan ölümlü bir varlık olmanın.
Sayfa 144Kitabı okudu
Yalnızdık. Kendimizi korumak için birlikte çalışıyor ama duygusal olarak kimseye ihtiyaç duymuyorduk. İhtiyacımız olan tek şey matematiksel hakikatin saflığıydı.
Sayfa 124Kitabı okudu
Reklam
Dünyaya küçücük eller, küçücük ayaklar ve sonsuz bir mutlulukla geliyordunuz ve ellerinizle ayaklarınız giderek büyürken mutluluğunuz yavaş yavaş buharlaşıyordu.
Sayfa 115Kitabı okudu
İnsanlar prensip olarak delilerden hoşlanmıyorlar; iyi resim yapan deliler hariç, ama onlardan hoşlanmaları için de o insanların ölü olmaları gerekiyor.
Ölen bir bedende yaşıyorlardı, ama bir odaya kilitlenmek onları bundan daha çok endişelendiriyordu.
İnsanların en iyi ihtimalle orta düzey bir zekaya sahip ve şiddete, derin bir cinsel utanca, kötü şiirlere ve dönüp dolaşıp aynı noktaya gelmeye meyilli bir yaşam formu olduğunu duymuştum.
Evrenin neresinde olursanız olun küçük şeylerin her zaman tastamam aynı olduğunu hatırlamak içimi rahatlattı. Çekme ve itme. Eğer benzerlik yerine fark görüyorsanız, yeterince yakından bakmıyorsunuz demektir.
Reklam
Ve en sonunda, düşme tehlikesini göze alarak o kuleye tırmanmaya karar verdim; ne de olsa gökyüzünü görerek can vermek, onu hiç görmeden yaşamaktan iyiydi.
Rejim, ideoloji demek değildir. Asıl mesele ideolojidir. İdeoloji de sekülerizm, hukuk ve Batı'dır.
TBMM'nin 23 Nisan 1920'de kuruluşu, tarihte 1400 yıl sonra devlet hayatında ilk defa Türk isminin kullanılması anlamına gelir.
Sayfa 181Kitabı okudu
Bir iç savaşın getireceği onursuzluk ve kardeş kavgasındansa dışa karşı düşmanı kovalayarak bir cumhuriyet ilan etmek çok daha onurlu bir sayfadır.
Sayfa 180Kitabı okudu
"Geldikleri gibi giderler." Bu sözün sadece bir temenni olmadığı, belirli bir plan, değerlendirme ve stratejik öngörüyle söylendiği açıktır.
Şimdi de kendisiyle önceden randevulaşmış olan ölümü beklemek zorundaydı.
Reklam
Aklımın içini örümcek ağları sardı; kafamın sandalyelerinde elbiseler, gömlekler, çoraplar birikmeğe başladı; kurduğum hayaller bir bekâr odasının dağınıklığına boğuldu.
- Parmağına ne oldu, Zorba? + Hiç! - Makine mi kaptı? + Ne makinesi sayıklıyorsun yahu? Ben kendim kestim. - Kendin mi? Neden? + Sen ne anlarsın, patron? Sana bütün sanatlarda çalıştığımı söylemiştim. Bir kez de çanakçılık yaptım. Bu sanatı delicesine seviyordum. Sen bir toprak çamuru alıp ondan ne istersen yapmanın ne olduğunu bilir misin? Çark fırr der, çamur şeytan çarpmış gibi döner ve sen onun başında şöyle dersin: "Sürahi yapacağım, çanak yapacağım, kandil yapacağım, şeytan yapacağım!" Ben sana derim ki, bu insan olmak demektir: Yani, Özgürlük. - Peki, ya parmak? + Şey işte, çarkta işime engel oluyor, araya girip tasarılarımı bozuyordu. Ben de bir gün keseri kaptım... - Canın yanmadı mı? + Nasıl yanmaz! Odun muyum ben yahu? İnsanım, elbet canım yandı.
Buğday taşıyan tekerleklere inanmıyorum! Çünkü bütün insanlığa buğday taşıyan bu tekerlekler ahlak yönünden noksanları olduğu için, insanlığın bir bölümünü soğukkanlılıkla uzaklaştırabilirler getirdikleri buğdayın hazzından.