Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Seninle bir çift güvercin olmak varmış
Sayfa 312 - Beyaz Güvercin
Yokluğun yokluğum oluyor elimde değil Sensiz nefes aldığıma inanamıyorum. Al bu kederi, bu kahrı Bu korkunç karanlıkları benden Artık dayanamıyorum.
Sayfa 163
Reklam
Ne zaman seni düşünsem yalnızlığım aklıma gelir Bir ürperti gibi derinden derine duyarım çaresizliğimi Nedir bu gürültüler derim, bu top patlamaları Nedir bu şakaklarımda zonklayan ağrı İçimden dalga dalga boşanan gözyaşları ne Bu hangi nehir ki uzayıp gider alabildiğine Nedir bu ümitsizlik dolu bu kahır dolu yaşlar Bu denizler altından kopup gelen fırtına Bir çağlayan gibi uğultulu yaşlar...
Sayfa 162
Her gün başka oyunlar oynanıyor yeryüzünde Yıllardır afişte kalan bizim oyunumuz Sen bütün güzelliğinle her gece sahnedesin Dekor durmadan değişiyor Ama hep aynı müzik Grieg'in o ünlü konçertosu Deniz'in açılıp açılıp vurması kıyılara Suyun damlaması mermere ağır ağır Rüzgarların esmesi dağbaşında Kuyuya düşen bir taşın yankısı
Sayfa 157
Çünkü benim dünyamda Ölümsüzlük, seni sevmek demektir.
Sayfa 149
Her şey bana seni hatırlatıyor Gökyüzüne baksam Gözlerinin binlercesini görürüm Bir rüzgar değse yüzüme Ellerini düşünmeden edemem Yaktığım bütün sigaraların dumanları sana benzer Tadı senden gelir Yediğim yemişlerin İçtiğim içkilerin Ve içimdeki bu dayanılmaz sıkıntı Bu emsalsiz hüzün Seni beklediğim içindir.
Sayfa 149
Reklam
Sonra
Bu düzenli yaşamalar olmasa diyorum Bu sabah kahvaltıları demli çaylar Kızarmış ekmek dilimleri Sonra giyinmek bir şey umarak aynalardan Sonra düşmek yollara son otobüse yetişmek Sonra çalışmak akşama kadar Sigara dumanları beylik konuşmalar Dört yanın taştan heykellerle dolu Kime seslenirsen sağır Ne yana bakarsan bir beyaz duvar Sonra
Sayfa 129
~ Acılar Denizi ~
Ben acılar denizinde boğulmuşum İşitmem vapur düdüklerini, martı çığlıklarını Dalgalar her gün bir başka kıyıya atar beni Duyarım yosunların benim için ağladıklarını Ölüyüm çoktan, bir baksana gözlerime Gör, içindeki o kanlı cam kırıklarını Bu ne karanlık, bu ne zindan gece böyle Bütün gemiler söndürmüş ışıklarını (
Ümit Yaşar Oğuzcan
Ümit Yaşar Oğuzcan
)
Ben acılar denizi olmuşum, yaklaşma Sularım tuzlu, sularım zehir zemberek Baksana; herkes içime dökmüş artıklarını Bu karanlık bitse artık, bir ay doğsa Bir deli rüzgar çıksa; alıp götürse Yılların içimde bıraktıklarını...
Acılar vardı, bir de çaresizlikler Ne zaman başladıysa benim öyküm Yürüdük, kim bilir kaç yıl beraber Bir yanımda aşk, bir yanımda ölüm
Reklam
Dağ Rüzgarı
Kaderde senden ayrı düşmek de varmış Doğrusu bunu hiç düşünmemiştim Seni tanımadan Hele seni böyle deli divane sevmeden Yalnızlık güzeldir diyordum Al başını, kaç bu şehirden Ufukta bir çizgi gibi gördüğün dağlara Rüzgârın iyot kokularını taşıdığı denizlere git Git, gidebildiğin yere git diyordum Oysa ki, senden kaçılmazmış Yokluğuna bir gün bile dayanılmazmış Bilmiyordum.
Sayfa 91
Seni görmediğim günler Karanlıktayım, katran gecelerdeyim Cehennem misali bir yerdeyim Bir demir nasıl paslanır, bir elma nasıl çürürse İşte öyleyim.
Sayfa 86
İnanmışların güller açar kalbinde her zaman Bütün korkuları avuçlarından akıp gider Bir güneş doğar ufkunda pırıl pırıl sıcak İnanmak biraz da var olmağa benzer
Sayfa 257 - İnan
Dünya seninle aydınlık ve güzeldi Şimdi bin güneş doğsa götürmez karanlığımı Şimdi bin güneş doğsa götürmez karanlığımı Yanmaz elinin değmediği ışıklar Gel, o şarkıyı beraber söyleyelim Tut ellerimden beni aydınlığa çıkar.
Sayfa 66
1.500 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.