Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Ee evet
Sinirlenirsin ama adab-ı muaşeret kapı dışarı etmene izin vermez..
Hasan(r.a.)'den şöyle rivayet edilmiştir: Peygamber(s.a.v.) buyurdu ki: "Allah, bir milletin hayrını isterse, işlerini akıllılarına, malı cömertlerine verir. Allah, bir milletin şerrin murat edince de yönetimlerini cahil ahmaklara, malı da cimrilere verir.
Reklam
Görgü Kuralları
Görgü kuralları yerine eskiden adab-ı muaşeret denirdi. Muaşeret birlikte yaşama, geçinme anlamına gelirken, edep sözcüğünün çoğulu olan adap, terbiye, yol, yöntem anlamına gelmektedir.
Adab-ı Muaşeret
Tam Türkçesi "toplumsal ilişki kuralları" diye özetlenebilir ama daha çok "görgü kuralları" olarak biliyoruz. Sofrayı da içeren ama ondan ibaret olmayan ve kültürel farklılıklar arz eden bu geniş kurallar bütününe baktığımızda her ne kadar, evet, görgülü olmanın belirtisi kabul edilseler de, köklerine indiğimizde bireylerin sorunsuz ve gerginlik yaşamadan birarada var olmasını sağlayan bir kontra! olma hali daha öne çıkıyor.
Sayfa 430
usûl bilmek Usûl bilen söylemenin, eylemenin ne demek olduğunu bilir. Çok eyler, az söyler. Usûl bilmeyen her şeyi eylerim, söylerim sanır; çok söyler, az eyler. Usûl bilmeyene her şey kolay görünür. Terzinin yaptığı iki dikiş atmak, ressamın yaptığı iki fırça sallamaktır ona göre. Çok kolay fetva verir, her sorunun cevabını bilir. Bir fıkıh
Şu dâr-ı dünya, meydan-ı imtihandır ve dâr-ı hizmettir; lezzet ve ücret ve mükâfat yeri değildir.
Reklam
Sünnet-i Seniyye, edeptir. Hiçbir meselesi yoktur ki, altında bir nur, bir edep bulunmasın.
Dünyanın lezzetini, zevkini, saadetini, rahatını isterseniz; meşru dairedeki keyfe iktifa ediniz, o, keyfinize kafidir
Adab-ı muaşeret hayatın özü ve edebini yansıtır.
Hakkında yuzlerce cilt kitap yazılmış böyle bir mesele hakkında ne söylense bır şeylerin dışarıda kalacağı muhakkaktır. Çocuk yetiştirme adabını tek cümle ile ifade etmek gerekirse, muhlis bir müslüman olmak ve o şekilde çocuklara örnek teşkil etmektir.
Reklam
Ticâret Âdâbı
"En temiz kazanç, şu vasıflara sahip olan ticaret erbabının kazancıdır. Konuştuklarında yalan söylemezler, kendilerine itimat edildiğinde ihanet etmezler, söz verdiklerinde sözlerinden dönmezler, bir şey satın alırken o malı yermezler, bir şey satarken onu aşırı bir şekilde övmezler, borçları olduğunda geciktirmezler ve alacakları olduğunda, zor durumda olan borçluyu sıkıştırmazlar" (Beyhaki, Şuab IV, 221).
"Bir malın ayıbını söylemeden satmak bir Müslümana helal olmaz" (Müslim, İman, 43).
"Eğer ümmetime ağır gelmeyecek olsaydı, onlara her namazda mısvak kullanmalarını emrederdim" (Buhari, Cum'a 8,)
Maalesef bugün Ayşe, Fatma, Hatice, Ahmet, Mehmet, Mustafa gibi İslami isimler yavaş yavaş terk edilmekte bunların yerine Doruk, Ateş, Toprak, Güneş, İlayda, Belinay vb. gibi sadece değişik olmak için koyulan isimler revaç bulmaktadır. Bir de Kur'an-ı Kerim'de geçen her kelimenin müspet bir şey olduğu zannına kapılıp verilen Ecrin, Aleyna vb. gibi anlamsız isimler var ki bu isimleri de çocuklarımıza vermekten kaçınmamız gerekir.
Çocuk yetıştırmek evvela salih / saliha bir eş seçimiyle başlar Zira çocuklara öğretilenler değil çocukların görerek öğrendiklen zihinlerinde yer etmektedir. Bu anlamda çocuğun ilk ogretmenleri anne ve babasıdır. Anne baba düzgün, imanlı, salih veya saliha olmalı ki onları görerek yetişen nesiller de imanlı yetişsinler Bu minvalde çocuk yetiştirmenin ilk adabı kendinı yetiştirmektir.
1.394 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.