Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Hakan

Hakan
@adacan76
HUKUK
Lisans
IĞDIR
395 okur puanı
Temmuz 2021 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitap
Memleket insanını anlamakta zorlanıyorum bazan. Dağa, taşa yazar duygularını. Okul sıralarına kazır. Ağaçlarda oyuklar açar. Ama bir türlü gidip bunu karşısındakine anlatamaz. İçinde fırtınalar kopar, yer yerinden oynar. Dağa, taşa yazmak, tarihi yerleri tahrip etmek için gösterdiği çabanın birazını gösterse ne çok sorun çözülür oysa. Burası da Doğubeyazıt ilçesinde bulunan İsak Paşa sarayının iç duvarlarından bir bölüm. Gördükçe insan üzülüyor. Hem tarihi bir esere reva görülene hem de insanımızın bilincine/bilinçsizliğine.
Reklam
Kadim kelimesi çok eski zamandan beri var olmayı ifade eder. Bu eskilliğin nereye kadar uzandığı noktasında net bir izahat yok. Bugün yolumuz belki de hikayemiz bir ağaçla kesişti. Bu ağacın ne zamandan orada olduğunu bilen yok. Kime sorsak kendimi bildim bileli oradaydı der. Bir zaman çaput bağlarlarmış dallarına. Zamanla bundan vazgeçilmiş. Bir efsanesi daha var bu ağacın; ondan bir dal bile götürmenin kötülük getireceği inancı mevcut.Gün geçtikçe bu efsanelere altında gömü olduğu iddiası karışmış. Defineciler dadanmış. Altını oyup göz göz etmişler. Her kazma darbesi bedeni kadar ruhunu da örselemiş, kanatmış. Can çekişmenin izleri var üstünde. Kim bilir nelere şahitlik etmişti.? Hangi hikayeleri saklıyordu yüreğinde.? Hangi sırlar ona emanet edilmişti.?Her ölüm insanı eksiltir derler. O artık ölü bir ağaç. Ve insanoğlunun insanlığı biraz daha eksik biraz daha kayıp…
Yaşamak güzel şey doğrusu Üstelik hava da güzelse Hele gücün kuvvetin yerindeyse Elin ekmek tutmuşsa bir de Hele tertemizse gönlün Hele kar gibiyse alnın Yani kendinden korkmuyorsan Kimseden korkmuyorsan dünyada Dostuna güveniyorsan İyi günler bekliyorsan hele İyi günlere inanıyorsan Üstelik hava da güzelse Yaşamak güzel şey Çok güzel şey doğrusu. MELİH CEVDET ANDAY

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Hayatımıza renk katan,ince ruhlu insanların varlığı ne büyük şans…Beklenmedik bir anda gelen hediye…
Reklam
Neden edebiyat? Neden sanat?
Bu aralar “Denizin Uzun Taç Yaprağı”isimli romanı okuyorum. Romanın temel konusunu İspanya iç savaşı oluşturuyor. İç savaşta yenilen Cumhuriyetçiler Fransa’ya sığınmak zorunda kalır ve burada çeşitli kamplara yerleştirilirler. Onlar istenmeyen adamlardır. Kamp koşulları acımasızdır. Önce çocuklar ölmeye başlar bir bir sonra yaşlılar. Ama onları
Yıllar sonra bir gidişten dönersin geriye. Gözlerin yola takılır, dağların serinliğini çekersin içine. Anılar sökün eder tozlandıkları yerden. Yüzlerde, seslerde eskiyi ararsın. Sokaklarda çocukluğunu,gülüşlerini, sarsak yürüyüşlerini. Ama değişmiştir her şey. Zaman bir fırtına,amansız bir yağmur gibi senden kalan tüm izleri silip süpürmüş,önüne katıp götürmüştür. Her gördüğün bir kıymık gibi ruhuna batar. Hüzünlenirsin,öfkelenirsin. Ve anlarsın ki en acımasız hırsız zamanmış. (H)
Gitme, sonbahar oluyorum, sonrası hiç Ağaçlar bükmesinler n'olursun boyunlarını… Hasan Hüseyin Korkmazgil (Akarsuya bırakılan mektup)
Reklam
Mevsim sonbahar🍁🍁🍁
Bugün Ağrı Dağı bir başka güzeldi…
İçim güvercinleri okşarmış gibi rahat Sen yanımdayken ister istemez… Turgut Uyar/Büyük Saat/Senfoni/Syf:689
Kitapçıların ve çiçekçilerin bazı özellikleri olmalıdır Olric. Gelişi güzel insanlar bu mesleklerin içine girmemeli. Kitaplar ve çiçekler özel bir itina isteyen varlıklardır.(Oğuz ATAY /Tutunamayanlar/syf:576)
247 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.