Mustafa Kemal asla adam kayırmazdı. "Enişte" örneğinde olduğu gibi, kardeşine bile torpil yapmazdı.
Yağcılıktan, yalakalıktan, dalkavukluktan tiksiniyordu.
"Hayatta en kötü şey riyakârlıktır" diyordu.
Dobraydı.
Dürüst cevapları seviyordu.
"Birbirimize daima hakikati söyleyeceğiz, felaket veya saadet getirsin, iyi veya fena olsun, daima hakikatten ayrılmayacağız" diyordu.
"Hakikatin ta gözünün içine bakmak lazımdır" diyordu Methedilmekten hoşlanmazdı, konuyu değiştirirdi.
Sırıta sırıta pohpohlayanları çevresinden uzaklaştırırdı.
"Şunu yanıma sokmayın, fena muamele yaparım" diye uyarırdı.
CE HA PE'nin başı Kemal Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin bir numaralı sorunu olmaya devam ediyor!
Çünkü HDP'ye barajı aştıran o.
Onun sayesinde Meclis'e giren 67 vekile şimdi maaş ödenecek!
Vesile olanlara mutlaka milletin ahı tutar.
- CHP'nin aldığı oy: 22,64.
Yani oyu düştü!
PKK bu sayede Meclis'e girdi işte.
Kemal bu duruma 'stratejik'
Ya İzzet Baysallar gibi, bilimle, çağdaş düşünceyle, Atatürk devrimleriyle, laik cumhuriyetle filizlenen bir gençlik yetiştireceğiz...
Ya da karşıdevrimcilerin saray inşaatlarında dolgu malzemesi olarak kullanılan moloz bir gençlik!
Romantizm tarihimizin en önemli şarkısının adı “Samanyolu” ama, şarkının içinde tek kelime Samanyolu geçmiyor.
Tıpkı, eğitim-öğretim tarihimizin en önemli parçası Köy Enstitüleri’nin, dörtdörtlük olduğu söylenen imamlı-tarikatlı eğitim sistemimizin içinde geçmemesi gibi.
‘Özgürlüğümü hayatım boyunca korudum, yaşamımı ne evime ne yakınlarıma hatta ne de anama bağladım’ sözleri onundur.
Bağlantısı sadece kendisiyleydi.
Asıl yurdu, kendi iç dünyasıydı.
Yalnızlığı, zaferleri kadar derindi.