Farklılaşma yönünde doğal eğilimler olsa dahi, bu, Bir insanın her konuda daha yetenekli olmasının ötekine efendilik yapmasını gerektirmediği gibi, bir cinsin öteki üzerindeki hakimiyetini gerekli kılmaz. Ricardo ticaret için söylemişti ama biz her türlü etkileşimi içerecek şekilde genişletebiliriz: Taraflardan biri bütün yeteneklerde ötekinden açık biçimde üstün olsa bile ticaretten karşılıklı yarar elde edebilir. Feminist politik ve ekonomik argümanları değerlendirirken bu yararlı bir ilkedir. Tartışmanın büyük bölümünü aşar çünkü çatışmadan ziyade karşılıklılık ve işbirliğinden elde edilecek yarar üzerinde odaklaşır.
Politik açıdan, eğitim genellikle uysal ve her söyleneni kabul eden bir halkı kontrol etmek isteyenlerce kısıtlanır. Bu yüzden ki eğitim aynı zamanda farklı amaçlarla halka politik güç kazandırmanın bir aracı gibi de görülmüştür. Ne var ki, eğitim hangi amaçla olursa olsun bir kez politize oldu mu, öğrencilere eleştirel olmayı öğretmeyi gerekçelendirmek veya sürdürmek zorlaşır, çünkü eleştirel düşünce hem yönetim süreçlerini hem de devrimci süreçleri hedef alabilir. Çocuklar hangi amaçla eğitilecek? Kilisenin veya devletin itaatkar hizmetkarları olsunlar diye mi (Luther), iyi yurttaşlar olsunlar diye mi (Rousseau), erdemli bireyler olsunlar diye mi (Locke) yoksa mükemmeliyetin peşine düşsünler diye mi?
Kitap öncelikle kolay okunan ve anlaşılan bir kitap değil. Çok teorik açıkçası. Kant'ın sistematik felsefe yaptığını daha ilk sayfalardan anlayabilirsiniz. Ya da anlamadan benim gibi sayfalarca okuyup ne okudum ben şimdi diye düşünebilirsiniz. Anlamamamı sadece temel felsefe bilgim olduğuna yoruyorum. Anladığımı söylesem bile anlatmaya gelince verdiği örnekleri( kitapta okuduğum yere kadar çok az örnek veriyor) ancak anlatabilirim herhâlde.
Tavsiyemdir felsefe bölümü okumuyorsanız ve felsefenin analitik kısmına çok hakim değilseniz önceden şöyle bir bilgiyle detaylı ya da detaysız öğrenin. Ben sanmıyorum ki bu kitabı okuyup a'dan z'ye anlatacak biri vardır. Çünkü kurgu olmadığı için kant'ın sistematiğini, akıl yürütme yollarını, ilkelerini( doğrulanabilir, kanıtlanabilir vb.) 3-5 beş cümleyle anlatılamaz.
Peki kitap bu kadar iyiyse neden yarım bıraktım? Çünkü kendimi çok, çok cahil hissettim. Daha bilgi birikimle tekrar okuyacağım. Ve rahat bir kafayla üzerine çalışarak okuyacağım.
Yazarın okuduğum ikinci kitabı oldu her ne olursa olsun onun bir kitabını okumaya başladıktan sonra sıkıldığımı hatırlamıyorum felsefe gibi zor bir alanda rüştünü ispat ettiğini düşünüyorum
Kitabın konusuna gelirsek düşünme yöntemleri ve onun üzerinden eleştiri yaparak yeni çıkarımlar sunuyor akıl yürütme ve önündeki engelleri birbir anlatıyor anlatımı gayet sade ve akıcı bu yönüyle bilgi aktarımı hızlı ve güzel oluyor.
Alfabetik sırayla bu kitabı yazması, mizahı üslubu diğer kitaplarına nazaran bu kitabı özel yapıyor
Herkese keyifli okumalar felsefeyle kalın.
Van Gogh yaşadığı sürece yoksuldu ve onu kimse anlamadı, oysa şimdi herkes onu büyük bir sanatçı olarak tanıyor; ben de yoksulum ve beni kimse anlamıyor, öyleyse bir gün beni de büyük bir sanatçı olarak tanıyacaklar.
Şans oyunlarında kaybettikçe kazanma şansınızın artacağı yanılgısı. Özellikle kumarbazlar, eğer uzun süre kazanmamışlarsa, bir sonraki oyunda kazanma şanslarının çok yüksek olduğuna inanma eğiliminde olurlar.