Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Başkalarının düşüncelerini tartmadan kabullenmek zihinsel durgunluğa yol açar.
Sayfa 116 - Dost Kilabevi YayınlarıKitabı okudu
Hakların kökenine ya da gerekçelendirilmesine ilişkin argümanlar çok büyük farklılıklar gösterir. Peki, hakların kendisinin ne olması gerektiği konusunda bir mutabakat var mıdır? 
Reklam
Felsefe bilgelik aşkıdır. Ama bilgeliğin ne anlama geldiği insanın neyi düşündüğüne veya neye baktığına bağlıdır.
Duygusallık bir erdem değil bir kusurdur. Eleştirel düşüncenin önünde bir engeldir. Çünkü tatsız hakikatlerden kaçınmanın bir yoludur.
Gerçeğin tamamını söylememek de bilerek aldatmadır ve yalan gibi o da istenmeyen sonuçlara yol açabilir.
Biliyoruz ki ahlaken yanlış olan birçok şey yasalar tarafından yasaklanmamıştır. Örneğin zalimce yöntemlerle üretilmiş etleri yemek ahlaken doğru değildir, ama bugünkü durumda, eğer yemek istiyorsanız, bu etleri yemek yasal hakkınızdır.
Reklam
Yunanistan’dan ve Roma’dan niçin çok tanınan kadın filozof çıkmamıştır?
Batı felsefesinin tarihine birkaç nedenden dolayı erkekler damga vurmuştur: 1. Felsefe yapmaya olanak verecek tarzda sistematik eğitim alabilen kadın sayısı yirminci yüzyıla kadar çok azdı; 2. Kadınların ailevi ve toplumsal rolleri, felsefe yapmak için gerekli boş zamanı onlara sağlamıyordu; 3. Erkek filozoflar, geleneksel olarak bu alanı erkeklerle sınırlı görüyorlar ve bazen kadınları dışlayacak kadar ileri gidiyorlardı. Yine de her felsefi dönemde, bazı kadınlar erkeklerin uğraştıkları şekliyle felsefeye ilgi göstermişler ve bazıları da başlı başına filozof olmuşlardır. Kadın filozofların çalışmalarının ne kadarının göz arşı edildiğini, unutulduğunu ya da hak ettiği ilgiyi asla görmediğini bilmek olanaksızdır çünkü yirminci yüzyıla kadar, kadın filozofların pek az çalışması korunup saklanmış, hatta geleneğin bir parçası olarak bahse konu olmuştur. Yunanistan’da ve Roma’da eski dönem, bu genel erkek egemen eğilimin temelini oluşturdu. Üst sınıftan kadınlar evlerindeki özel kısımlarda kapalı tutuluyor ve kamusal yaşam için eğitim görmüyorlardı. Yoksul kadınlar anneliğin, ailevi angaryanın ve tarımsal işlerin ağır yükü altında eziliyorlardı. Biraz boş zamanı olan kadınlar belki dikiş, eğirme, dokuma işleri yapıyorlar ya da belki erkeklerin sohbetini dinliyorlardı ama her zaman evlerinde kalıyorlardı; oysaki felsefi etkileşim büyük ölçüde kamuya açık yerlerde meydana geliyordu. Eski zamanda kadınlar, erkeklere tanınan haklara genellikle nadiren sahiptiler. Yine de eskiçağda yaşamız az sayıdaki kadın filozofun felsefi çalışmaları bugüne gelmiştir.
Ham hayalcilik Bir şeyin doğru olması güzel olacağı için onun doğru olması gerektiğine inanmak.Bu düşünce biçimi oldukça yaygın ve çok çekicidir, çünkü kabul edilmesi zor olan gerçeklerden kaçmamızı sağlar. Aşırı hallerinde bir kendini kandırma biçimidir, hafif halindeydeyse nedensiz bir iyimserlik olarak karşımıza çıkar.Kimi insanların ham hayalciliklerini yok edecek kanıtlarla yüzleşmemek için yaptıkları şeyler ve kullandıkları mantığa bürüme yöntemleri şaşırtıcı boyutlara ulaşabilir.
" Olağanüstü iddialar olağanüstü gerekçeler gerektirir. "
Genellikle inanılan şeylerden bize ne? Çoğunluk öyle inanıyor diye bundan o görüşün doğru olduğu anlamını mı çıkaracağız?
Sayfa 157Kitabı okudu
546 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.