Adım ne yusuf ne züleyha, bu kuyuda yeniyim. kuyu serin, kuyu yüregimden de derin.
Bir adım ötedeydi, ama ne uzaktı..
Reklam
+324
Yolumun üstünde bir tuzak kurdun, Bir de diyorsun ki: Yürü iznim var. Cihanda kudretin her şeye hakim, Beni yürüten sen, adım günahkar.
Sophie'ye mektuplar..
Susabilmek uzun uzun, Çıkmak aydınlığa şu karanlıktan. Konuşarak kim anlatabilmiş? Uzun uzun susanlar, Sabırla kendi yolunda, Kendisini geliştirerek Yürüyenden başka kim ilerleyebilmiş. Susmak zor iş, Zora taliptik hani Sophie, Hani zoru yapabilirdik, Bu kadar küçük imtihanda, Bu kadar küçük sorumlulukla, Bu boşvermişlik beni nereye götürür? Nereye vardırabilir? Bir adım öteye varabilmek, Bir adım öteye görebilmek, Nasıl mümkün Sophie? Anlat bana, anlat! Bu yol nasıl yürünür, Gönül yıkmış olan nasıl yürür? Gönlü yok olmuş olan nasıl vicdanlı olabilir? Nasıl nasıl nasıl? Ah be Sophie..
Uçurumun kenarındaydık "Sevenler bir adım öne çıksın dediler"
Ne zaman ki içimde bir rüzgâr esip çiçeklerimi alıp götürse. Bu da gelir geçer dediğim şeylerin masum olmadığını anladım. İstemesem bile kabullenmek zorunda kalmam ne kadar acı verici. Dökülmesi gereken binlerce kelime varken sessizliğe sarılmak. Olan biteni bir türlü aklımın almaması, her vakit kapı dışında kalmak. Ne zordur adım attığım yolların aslında ayrı çıkmazda son bulması. Neden dizlerim güçlü kuvvetliyken tutunmazsam düşecek gibiyim. Avazım çıktığı kadar bağırmak istediğim tepeler nerede benim. Uğruna yalın ayak koştuğum köşe başındaki dondurmacı geldi aklıma. Neden her defasında çocukluğumu hatırlatan düşler çıkıyor karşıma.
Reklam
1.000 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.