"Bir akşam babamın kütüphanesinde kitap okurken,bir prensese delice aşık olmuş,genç ve yakışıklı şövalyenin hikayesine rastladım.Prensesde şövalyeyi seviyor ama prensin sevgisinin pek farkında değilmiş gibi görünüyor ve şövalye ,aralarında gelişen arkadaşlığa rağmen ,kadının ürkütücü samimiyetinden ötürü öylesine aciz ve suskun bir hale geliyorki ,sevgisinden kesinlikle söz açamıyor.Bir gün kadına birdenbire soruveriyor:" SÖYLEMEK Mİ DAHA İYİ,ÖLMEK Mİ?"
Ayaklarımızın uygun adım, solla sol basması ve aynı anda yere vurması hoşuma gidiyordu; sahilde ayak izlerimizi , sonradan gelip gizlice ayağımı onunkinden kalanın üzerine koymak istediğim ayak izleri bırakıyorduk.
Hayatını nasıl yaşayacağın sadece seni ilgilendirir. Fakat unutma, yüreklerimiz ve bedenlerimiz bize sadece bir kez için verilmiştir. Çoğumuz ister istemez, sanki yaşanacak iki hayatımız varmış, birisi taslak, öteki mükemmel versiyonmuş ve ikisinin arasında bir sürü versiyonlar varmış gibi yaşarız. Ama sadece bir tane vardır, sen bunu anlayamadan yüreğin yıpranır ve vücuduna gelince, ona bakacak pek kimsenin kalmayacağı, yaklaşmak isteğinin hiç olmadığı bir noktaya varırsın.