Nereye gidersen git ve nasıl yönelirsen yönel:
En ırak yerler yüreğinin derinlikleridir.
Sayfa 118Kitabı okuyor
Tanrının aydınlığıydı halkın hayatı
Sıyrıldı karanlığın kara gözlerinden.
babayı yiyen oğul (Baba Hayvanı)
....
Ne var ki oğullar arasında babanın yerini almak için başlayan mücadele uzlaşmayla sonuçlanmıştır. Uygarlık yolundaki bu ilk adım, içgüdüden ilk vazgeçiş, karşılıklı yükümlülüklerin kabülü yolundaki ilk adımdı ve ahlakın, adaletin nüvesini oluşturacaktı. Birey babasının konumunu ele geçirme ve annesine, kız kardeşlerine sahip olma ülküsünden vazgeçti. Böylece ensest tabusu ve dış evlilik kuralı ortaya çıktı. Babanın ortadan kaldırılmasıyla boşalan yeri kadınlar doldurdu ve böylece anaerkil bir dönem başladı.
Bu dönemde Attis, Adonis ve Tammuz gibi bitkilerin ruhu olan ve aynı zamanda ana tanrıçaların sevgisinden yararlanan ve babalarına meydan okuyarak anneleriyle ensest suçu işleyen genç tanrılar ortaya çıktı. Bu tanrılar, bir suçluluk duygusunun ifadesi olarak kısa ömürlülerdi veya hadımlardı ya da hayvan biçimli bir babanın öfkesiyle cezalandırılmışlardı. Adonis Afrodit'in kutsal hayvanı olan vahşi bir yabandomuzu tarafından öldürülmüştü. Kibele'nin sevgilisi Attis iğdiş edilerek ölmüştü. Boğayı öldürürken betimlenen Mitras , babasını kurban eden ve böylece kardeşlerini suç ortaklığının yükünden kurtaran bir oğuldu. İsa da kendini kurban ederek kardeşlerini ilk günahtan kurtarmıştı. Orfeusçu kökene sahip ilk günah öğretisinin Yunan felsefesindeki uzantıları, insana, genç Dionysos-Zagreus'u öldürüp parçalara ayıran Titanların soyundan geldiğini söylüyordu. Bu suçun temelinde, Freud'a göre ilahi veya insani bir otoriteye karşı isyan yatar.ı
Sayfa 279
Bazen en güzel lambalar
Işığı görmek için değil
Gölgeyi görmek için yaktıklarımızdır.
Sayfa 112Kitabı okuyor
Kırışıklıklar,
Yüzdeki yarıklardır
Ve derin çukurlar kalpteki.
Sayfa 108Kitabı okuyor
"Adonis, Aphrodite'nin kutsal hayvanı yabandomuzu tarafından öldürülür; Kybele'nin âşığı Attis iğdiş edilirken can verir.
Bu tanrılar için gözyaşı dökülmesi ve dirilişlerinin sevinçle karşılanması, kalıcı başarıya yazgılı bir başka oğul-tanrı ritüeline intikal etmiştir..."
yara iştah açar
aşkın yara gibi açık
Sayfa 135Kitabı okudu
Sözlerle açar
açılır gibi başlangıç
kargıyı biler gibi
dalgalarım
feryadın çığlığı
tanrı gibi şiddet veya ölüm gibi asi...
Sayfa 134Kitabı okudu
Yıldızlar üstüme batar,
Ben mühürlenen çiçek
Ben ateş ve öldüren aşk
Keskinleşmiş şehvetle
Açıldım, ölüm çıkar dışarı kalktığımda
Ve yüzüm yağar
Parlayan aynanın güllerine ve dallarına
Sayfa 134Kitabı okudu
Şiirin yüzünü öldürdüler ve sözcüklerin
yeryüzünün güzel görüntüsünü
aşkın şefkatini öldürdüler,
bitirdiler
şimdi köklerinde
kaside ve onun atan nabzı
Sayfa 132Kitabı okudu
- Sen kimsin?
- Mekansız bir gezgin
Evrenin şeytan soyundan
- Sen kimsin?
Cesedime giden?
- Acı?
- Görmedim?
- Ölümümü gördün
- Kanımın üstüne üşüştün, oturdun, giysilerini
Sıyırdın, yıkandın ve yüzümü giyindin?
Ve güneşi gölgem gibi gördün
Ve gölgemi güneş gibi gördün
Sayfa 116Kitabı okudu
Seni yaşamın sesiyle besledim, nakşettim ölümün suskunluğuyla seni
ve seni soluğumda yazdım yollarda ve bütün boşlukta, hatta, beni anlatan sözcükler
nefsimi imha edene kadar...
Sayfa 113Kitabı okudu
Gülün düşü
gözlerinde solar,
gülün bacakları buruşur
iki kat olur
bacakları
da,
ve yapraklar yaralı
avucundan uçar
Sayfa 112Kitabı okudu
Kays söylüyordu: Leyla ile bürünüp
sevinci giyindim
ve onunla örtündüğümü gördüm
ve cennetim ateşinden oldu
ve gece karanlığı onu kaybetti
ve uzadı gece karanlığı
Ve gördüm ay onunla topluyordu
biriken seherden demet demet
Sayfa 110Kitabı okudu
Bu şu tarih yığılıp birikti
insanların kanı koyulaşır ve günler birer mezarlık/
hangi boşluğun yanında
hangi alışkanlıkların yanında yarılır bu yüzler?
Sayfa 104Kitabı okudu