Beytullah
@afillifilinta
sevilince tetik durun, övülünce vaziyet alın
Adalet Bakanlığı
Esogü-Ata Üni/YL
Ankara, 22 Ağustos
729 okur puanı
Temmuz 2019 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitap
Okuma Hedefleri
Resulullah Efendimiz (a.s.m),dünyanın tel'in edilmesini(lanetlenmesini) yasaklamış ve "Dünyaya lanet etmeyiniz zira dünyayı Allah'u Teala yaratmıştır ve Allah'a(O'nun marifetine) dünya üzerinden ulaşılır." buyurmuştur.
Zihnim bir yabancıdır gece olunca, konuşmayacağım onunla. Yoksa ayartır beni korkutur.
Efendim, Ehl-i dil bilir ki, her iş usûlünce yapıldığında güzeldir. Usûle riayet etmeksizin yapılan işler arızalıdır, sakattır, patolojiktir.
Okur Takip Önerileri
Hasedin sebebleri şunlardır:
Kin, ilgi çekmek için yarışmak, kibir, özgüven eksikliği, gösteriş merakı, liderlik sevdası ve açgözlülükle gelen cimrilik.
Peygamber Efendimiz (a.s.m) 'hasedin' salih amelleri - ateşin kuru odunu kül etmesi- gibi tükettiğini beyan etmiştir.
Çoğu alim, kalp hastalıkları hiyerarşisindeki yeri ne olursa olsun, hasedin(kıskançlığın) "ilk işlenen günah ve Allah'a ilk isyanın sebebi olduğu(ilk insan Hz. Adem'e(as) secde etmesi emri verilen İblisin Allah'a itaatsizlik etmesi) konusunda hemfikirdir.
Karanlık kelimeler vardır, arılar gibi vızıldayan kelimeler. Taşıdıkları hiçbir düşünce yoktur, kimse tarafından anlaşılmazlar. Ama yine de herkesin ağzındadırlar. Onlar için yaşanır onlar için ölünür: Hayalimizin rengine bürünürler. Göremeyiz onları, pusudadırlar. Ve bir atılışla parçalar bizi.
Bir kimse "farkında olmadan edepsizlik yapmak" hususunda dikkatli olmalıdır. Bir hadis-i şerifte, "Biriniz, hiç ehemmiyet vermeden bir kelime söyler de kendisi o kelime sebebiyle yetmiş yıl cehennemde kalır," buyrulmuştur.
Hali sana feyiz vermeyen ve sözü seni Allah'a yöneltmeyen kişiden uzak dur.
Bitmeyen bir şeref istiyorsan, şerefi 'Baki Olan'da' ara.
Hayırlı Cumalar
Ömrü dünya arzusunun peşinde koşmakla geçmiş,
Elinde yorgunluktan başka bir şey kalmayan biri olmaktan sakın..
Zuhurat alemi esasen batıni alemin bir sonucu olarak ortaya çıkar ve bütün amellerimiz içimizdeki kalp diyarından neşet eder.
Geleneksel İslam düşüncesine-ve birçok başka geleneksel öğretiye - göre, varlığımızın merkezinde kalbimiz vardır. Örneğin Kur'an, dikbaşlı kimselerden "Kalpleri vardır ama onlarla kavrayamazlar." (A'raf, 179) diye bahseder.
Resulullah Efendimiz (a.s.m) kalpten, bir bilgi ambarı ve insanın amellerine karşı hassas bir 'kap' olarak bahseder.
"Hasta gönlüme nazar kıl, kalbime sensin deva.."