Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Aşk iki kişiliktir ancak özel­ likle sonuçlan bakımından toplumsaldır: oluştuğu andan ya da sezildiği andan başlayarak başkalarına açılır ve böylece bir dizi dış engele çar­ par. O savunulan bir şey olmaktan çok hor görülen hatta zaman zaman aşağılanan bir şeydir, benimsenen bir şey olmaktan çok yadsınan bir şeydir.
Sayfa 8 - Bulut yayınları , 4. BaskıKitabı okudu
İnsan zordan çok kolayı seçmeye yatkındır. Aşk zordur. Nefı şöyle der: “Aşıka tan etmek olmaz mübteladır neylesin / Ademe mihr ü mu­ habbet bir beladır neylesin ”. Zorun yakıcı havasında uzun süre kalmak düpedüz can yakar, zorun yerine bir kolayı koymak insanın temel eği- limlerindendir. İnsan dünyayı daha da insanlaştırmaktan çok daha da kolaylaştırmaya önem vermiştir, teknolojik gelişimlerin temel anlamı bu- dur. Belki de insan yaşamı kolaylaştırıyorum derken onu daha da zorlaş­ tırır. Öyle ki insanoğlu doğayla arasına kocaman bir duvar çekmiştir
Sayfa 14 - Bulut yayınları , 4. BaskıKitabı okudu
Reklam
Aşkın alanı olağanüstünün alanıdır. Ya­ şamda her şey olağana göre düzenlenmiştir, buna göre olağanüstünün uzun süre kendini sürdürme şansı yoktur
Sayfa 15 - Bulut yayınları , 4. BaskıKitabı okudu
Aşkta maskelerimizi atarız, kapılarımızı ve pencerelerimizi ardına kadar açarız, böylece orada güçlülüklerimiz kadar zayıflıklarımız da or­ taya dökülür. Aşkta insan sakınmaz kendini, her türlü özelliğini hiç so­ run çıkarmadan ortaya kor. Aşkta insan her yerde olduğundan daha ger­ çekçidir: orada herkes bilir ve benimser ki her birey olumlu özellikle­ riyle olduğu kadar olumsuz özellikleriyle bireydir. Aşktaki rahatlığım neysem oyum rahatlığıdır
Sayfa 46 - Bulut yayınlarıKitabı okudu
Her çağ aşka kendine göre yenilikler getiriyor, yaşama kendine göre görünümler kazandırıyor. Daha doğrusu aşkın yaşam koşulları ye­ re ve zamana göre değişiklikler gösteriyor. Çağdaş dünyada aşk yaşamı, iktisadi ve toplumsal dönüşümlerin belirleyiciliğinde, özellikle başdöndü- rücü teknolojik gelişmelerin belirleyiciliğinde gerçek anlamda aralıksız başkalaşmalar geçirerek bugününe geldi. Aşkın dünkü görünümleri bir yana, aşkın çağdaş görünümü pekçok kişiyi kaygılandırıyor
Sayfa 56 - Bulut yayınları , 4. BaskıKitabı okudu
Acının yaşamı güçlendirdiği, yaşamı yaşam kıldığı, insanı bilgeleş- tirdiği savı boş bir sav olmamalı. Acıda insan yaşamın gerçek yüzünü görür. Acı çekmeyi bilmeyenler birer yaşam acemisi olarak kalmak zo­ rundadırlar. Acıdan korkup kaçanlar çok büyük acılara uğrarlar, kaça­ mayacakları acılarla yüzyüze gelirler. Acı çeknleyi bilmek, becerebilmek gerekir. Acı çekmek insan olma sorumluluğunun bir yüzüdür. Gerçek yaşam acının aynalarında yansıyan yaşamdır, gerçek yaşam acının ör­ sünde dövülmüş yaşamdır. Acılardan süzülüp gelmemiş yaşam tam ol­ gun değildir, hatta hiç olgun değildir, yarı yarıya hamdır. Ölüm acısı baş­ ta olmak üzere her türlü acı yaşamın temel anlamlarını ortaya çıkarr. Ölüm acı getirir ama acının tek kaynağı ölüm değildir. “Acı ölüm kadar gereklidir" der Völtaire. Acıyı ilacın içindeki zehire benzetemez miyiz? Benzetebiliriz. “Hiçbirşeybüyükbiracıkadarbüyükkılamazbizi”der Alfred de Musset de. Yararlı olsun yararsız olsun, acı yaşamın özünde vardır, özellikle aşkın özünde vardır. Hazzın indirgenemez karşıtıdır o. Hazzı güvence altında tutan da acı olmalıdır. Haz her zaman acının teh­ didi altındadır, bugün değilse yarın, yarın değilse öbür gün nasıl olsa gelip kapımızı çalacak olan acının. Acıyı atlatmak olası değildir. Acıların oluşturduğu bir ufuk hiç geçit vermemecesine tüm yaşamı ve bu arada aşkı sarar. Acıyla çerçevelenmiş bir yaşamdır yaşamımız
Sayfa 146 - Bulut yayınları , 4. BaskıKitabı okudu
Reklam
Aşk da sanat gibi baştan beri yalnızca yapılan değil aynı zamanda üzerinde düşünülen bir insan etkinliği oldu. İnsanoğlunun genel tutu­ mudur bu: yaptığını düşünür, düşündüğünü yapar. İnsan olmanın temel özelliği yapmak ve yaptığı üzerine görüşler geliştirmektir
Sayfa 161 - Bulut yayınları , 4. BaskıKitabı okudu
Ne olursa olsun aşk herkes için olmasa da pekçok kişi için kaçınıl­ maz olan bir insanlık durumudur. Aşktan payını almamış insanlara, hele ona aklı sıra yukarıdan bakmaya çalışanlara acımak gerekir. Aşkın diş­ lerini sökmeye çalışanlara da. Onlar aşka yaraşır olmayan, aşkı eline yüzüne bulaştıracak olan, zaten aşkın ne olduğunu da bilmeyen zavallı­ lardır. Evet, aşk pekçok kişi için kaçınılmaz bir insanlık durumudur:
Sayfa 172 - Bulut yayınları , 4. BaskıKitabı okudu
“Elimizin altında değil yarın. Yarına bugüııden başlamalıyız. Bunu Semra'ya da söyledim. Ya­ rına varan yol uzak. Kandırmayalım kendiınizi, Yarına varmadık daha. Yarın bir tutumdur içi­ mizde. Yarını kurabilmek için, bizdeki bugünü yıkmalıyız. Bugün denen şey yarı yarıya has­talıklı. ,Bugün, yarın değildir. İkisi çok ayrı bir birinden. Yarına varmadık daha. Kendinde ya­rın gibi gördüğün şey umuttur. İyi bak, bu umut aldanışa dönüşmesin. Gevşek davrandın mı, umut aldanışa dönüşüverir. Sen yarına var­dık sanıyorsun. Yarın daha nerede! Yarına yılllar var... Ne olursa olsun, yarına bugünden baş­lamalıyız.”
Sayfa 9 - Kavram yayınları 2. BaskıKitabı okudu
Ara sıra bana ba­ kıyor, ara sıra ·kadına. Gerçekte üçümüz de bir­ birimizi süzüyoruz , sezdirmeden. Sezdirirsek, şatafatlı onurumuz kırılır. Birbirimizi süzüyo­ ruz, birbirimizde maden arar gibi. Ne arıyorduk ki ne bulalım! Ben neyi arıyorum, onlar neyi arıyor? O çok renkli gazetede neyi buluyor a­ dam, bir geodezi bilgini kadar ciddi?
Sayfa 11 - Kavram yayınları , 2. BaskıKitabı okudu
Reklam
-Konuşur dururduk seninle. Ders araların- da falan. Bir çırpıda tanımalıydım. -Erkenden yoruldum. Kimsesiz çocuklar gibiyiz. ;Her ya­nım yorgun, belleğim de.
Sayfa 13 - Kavram yayınlari , 2. BaskıKitabı okudu
Fakülteyi bı­ rakınak zorundaydım, o zamanlar öyleydi, şim­diki Ayşe değildim, tam bir çaresizlik içindey­dim. Bugün çaresizlik yok, o zamanlar vardı. Öldüresiye vardı, öldüresiye. Canım sıkılıyor­du. Tam çaresizdim o zamanlar. Tek kişi çare­sizdir. Pek yalnızdım o zamanlar. Şimdi yalnız duymuyorum kendimi. Hiç değilse kendimin iyi ·bir arkadaşıyım. Ayrıca, insanlar içindeyim, birçok kişiden biriyim. Çaresizdim ve başka bir şey bıkmıyordum
Sayfa 17 - Kavram yayınları, 2. BaskıKitabı okudu
Karanlık­la yağmur ne iyi anlaşıyor. Kafam büyük sa­vaşlardan çıkmışcasına yorgun, en küçük bir yaklaşımda birden bitkin düşüyor. Yüzüme vur­du rüzgar. Soğuk, boynuma sarıldı atkı gibi. Omuzlarımı kaldırdım. Bir şeyler olmuştu san­ki. Yıllar gelip bir güne dayanıyor, yılları tü­müyle kavramaya çalışan bir güne.
Sayfa 19 - Kavram yayınlarıKitabı okudu
Dün akşam ne kadar uzak­tım insanlardan, dün akşam ne kadar yakındım nar gibi kızarmıış istavrit balıklarına. Yerimiz­de sayıyoruz, hep aynı şeyleri konuşuyoruz. Ne söylediklerimiz yeni, ne yaptıklarımız. Bu de­ğişmezliktir bizi dört duvarla çevreleyen. Açık havada mahpuslar gibi olmak ·bizim suçumuz. Her kişi belli bir özgürlüğü yaratmak zorun­dadır, kendisi ve başkaları için.
Sayfa 20 - Kavram yayınları , 3. BaskıKitabı okudu
Kendime bir çekidüzen vermeliydim. Ver­ meliyim. Ne zaman? Bugünden yarına, yarın­ dan öbürgüne, öbürgünden dahaöbürgüne bir şeyler geçip gidiyor. Parça parça ölür gibi.
Sayfa 23 - Kavram yayınları , 2. BaskıKitabı okudu
Geri199
1.500 öğeden 1.486 ile 1.500 arasındakiler gösteriliyor.