“Akarsuların üstünden geçerken daima tükürürsün.” diye devam etti Edwin.
“Uğursuzluğu kovmak için.”
“Uğursuzluk diye bir şey var demek.”
“Olmaz mı...”
Edwin, “Peki hiç uğursuzluk gördün mü?” diye tartışmayı zafere ulaştırdı. “Senin durumun da aynı Granser ve mikroplar kadar kötü. Gözünle görmediğin şeylere de inanıyorsun. Haydi Granser, devam et.”