Lou Andreas-Salomé modern anlamda “feminist” olarak tarif edilemese de, bağımsız ve özgürlükçü yaşamıyla kuşaklar boyu feministler için bir rol model oldu. Nietzsche, Rilke ve Freud gibi önemli şahsiyetlerle kurduğu dostluklarla ve onlar üzerindeki etkisiyle gündeme geldi. Avrupa üniversitelerinde öğrenim gören ilk kadınlardan biri olarak, erkeklerle ilişkileri çağının kadınlarına göre farklı bir seyir izlemişti. Feniçka, Andreas-Salomé’nin Alman oyun yazarı Franz Wedekind’le yaşadığı, daha sonra Alban Berg’in Lulu adlı operasının librettosuna da konu olan bir deneyime dayanır. Geleneksel cinsiyetler arası ilişkileri pek umursamayan, İsviçre’de doktorasını yapmış Moskovalı bir kadının bir erkek psikoloğun gözünden anlatılan hikâyesidir. Anlatıcı yapıtın akışı içinde Feniçka’yla dostluğunu ilerletirken, kadınları her daim belli şablonlar içinde; ya erkek avcıları ya da salt zihinsel kapasiteleriyle öne çıkan cinsiyetsiz varlıklar olarak değerlendirmekten vazgeçip, insan olarak görmeyi öğrenir.
70 sayfa · İlk Yayın Tarihi: 1898
Reklam

Yorumlar ve İncelemeler

Tabuları sersefil ediyoruz!
70 syf.
·
Puan vermedi
·
3 saatte okudu
Evet, sert bir girişle başlamak istiyorum. Salome hep aynı şekilde tanıtılıyor, bilmiyorum, fark ettiniz mi? Nietzsche’nin evlenme teklifi ettiği kadın... Yahu bu kadının bir tek meziyeti bu adamı kendine aşık etmesi midir? Salome’nin böyle bir adamı kendine aşık etmesi, ruhundaki derinliğin elbette bir tesiri olsa gerek. Fakat ben bu kadın için böyle tali bir tanımlama yapılmasının haksızlık olduğunu düşünüyorum. Ne duyar kasmışsın dediğinizi duyar gibiyim, o yüzden kasmaya devam ediyorum aynı hızla! Geçmişten beri özgür kadınlara pek yer yok dünyamızda. “Hanım hanımcık, çıtıpıtı, narin...” Bunlar hep bir kadında aranan sıfatlar. Hayır, bir erkek ne kadar kibar olmak zorundaysa, bir kadın olarak biz de o kadar kibar olmak zorundayız. Bizim ekstra bir nezaket göstermek, girdiğimiz her ortamda bir leydi edasıyla süzülmek gibi vazifelerimiz yok. Ayakları yere sağlam basan bir kadın olmak, bir prenses olmaktan inanın daha güzel! Dünyadaki pek çok kötülük, bastırılmış isteklerden kaynaklanıyor. Ne kadar yasak varsa o kadar kirleniyor insanın zihni. Ne yapmak ve ne yaşamak istediğinden utanç duymak korkunç bir şey. Bir kadın için bu yasaklar çok daha büyük takdir edersiniz ki. En kötüsü de bir kadının saklanmak zorunda kalması. Saklanmak, pek çok şeyden. Toplumdan, aileden, yaşamak istediklerimizden, kendimizden, duyduğumuz hazlardan... Kitabın özü bu saklanma ihtiyacı ve saklanmayı reddediş üzerine kurulu bana göre. Ben anlatmayacağım, Feniçka anlatsın sizlere. Özgür ruhlu tüm kadınlar ve(varsa) feminist erkekler; buradan hepinize selam ve sevgiler!
Feniçka
FeniçkaLou Andreas-Salomé · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20168,7bin okunma
80 syf.
8/10 puan verdi
Birazcık küstah olan Max Werner'e Feniçka gibi bir hanımefendinin denk gelmesi ne mutlu edici. Açıkçası yazara haksızlık olacak ama kendisini ilk etapta Freud ve Nietzsche'nin beğenmesinden ötürü tanıyordum şimdi ise yazdığı eserin özgürlük hissiyatı ile tanıyorum. Özgür bir hanımefendinin her şeyi erkekler yapabilir diyen bir beyefendiye görüşlerini bildirmesi ve o görüşler neticesinde beyefendinin görüşlerinin çürümesini kapsıyor. Eser bana biraz da yazarın hayatını anımsattı. Okunulabilir
Feniçka
FeniçkaLou Andreas-Salomé · Kızıl Panda · 20238,7bin okunma
Dıştaki kabuğu sıyırdığınızda derindeki anlam nedir?
70 syf.
·
Puan vermedi
“Büyük kuramlar geliştiriyoruz, ruhen uyumlu olmak istiyoruz, her şeyi kılı kırk yararcasına sınamak istiyoruz, ama sonunda başka hiçbir işarete bakmadan anın bahşettikleriyle seçiyoruz
Feniçka
FeniçkaLou Andreas-Salomé · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20168,7bin okunma
Özgürlük gençleştirir. :)
70 syf.
9/10 puan verdi
Eserlerinde aslında kendini anlatan Salome, Feniçka adlı bu eserinde de doktora yapmış bir kadın olan Fenya olarak karşımıza çıkıyor desem yeridir. Bilindiği gibi, toplumun kadına verdiği rolün tamamen dışına çıkmış, erkeklerle olan ilişkilerine ve özgürlüğe başka bir bakış açısıyla yaklaşmış olan Salome, bu eserinde de iki konu üzerinde durmuş ve okura bunları yansıtmaya çalışmıştır. Bunlar; İlk olarak bir kadın (Fenya) ve bir erkeğin (Max) dostluğunu anlatmak, ki burada kadın ve erkek arasındaki ilişkinin dostluk olarak da ilerleyebileceğini göstermektedir. İkincisi ise bir kadının yalnızca ev kadını, eş, anne gibi niteliklere sahip olmak dışında da bir yaşantısının olacağını göstermektedir. Nitekim, sevgilisine çok aşık olan Fenya, evlenmemek için sevgilisinden ayrılmıştır ki bu o dönemde devrim niteliğinde, ciddi ve zor bir karardır. Sonuçta karşımıza, kendi bağımsızlığını riske atmayan, kendi kararlarını özgürce kendisi alabilen güçlü bir kadın çıkmaktadır. Çevirisi oldukça güzel olan bu eserin dili de oldukça anlaşılır durumdadır. İlgililerine öneririm.
Feniçka
FeniçkaLou Andreas-Salomé · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20168,7bin okunma
70 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
"Bakış açımızı genişleten,hayatı önümüze seren ve bizi bağımsızlaştıran kitaplar niye bir cephe hizmeti olsun ki,"diyerek şaşkınlıkla ona baktı kız."Bu dünyada bizi özgürlüğe yaklaştıran tek bir şey varsa o da zihinsel çalışmalardır." (#alıntı) . . . Feniçka,Salome ile tanıştığım bir kitap oldu.Tanıştığım diyorum çünkü kitabı okuyup bitirdikten sonra,arka kapak yazısını okudum ve "aaaaa" dedim "keşke önce burayı okusaydım".Çünkü okuyunca anladım ki meğer kadıncağız Feniçka'da kendi hayatından bir kesiti anlatmış. Ayrıca bir çok önemli ismi(Nietzsche,Rilke,Freud) etkilemiş olması açısından da bende daha da dikkate alınması gereken bir yazar olduğu kanaatini oluşturdu. Neyse Ruth ve Arayışlar kitaplarını bu dikkat ile okuyacağıma emin olabilirsiniz. Sizler de yetmiş sayfalık bu incecik kitaba bir şans verebilirsiniz.İyi akşamlarınız olsun.
Feniçka
FeniçkaLou Andreas-Salomé · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20168,7bin okunma
70 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
19 saatte okudu
Kitap Fenya ve Max Werner arasındaki dostluk ile ilerliyor. Fenya’yı tanıdığı ilk andan beri onun farklı ve cesur biri olduğunu düşünen Max Werner onunla birlikte birçok önyargıyı kırıyor. Bir kadının da fikirlerinin olabileceğini, bunu haykırabileceğini, en az erkekler kadar özgür ve cesur olabileceğini, kadınların konuşmasının hoş karşılanmadığı konularda bile hararetle bundan bahsedebileceğimizi öğretiyor Fenya. Aynı zamanda her zaman yaşları yakın ve birbirini etkileyici bulan iki kişi arasında sandığımızın aksine aşk yaşanmadan da çok güçlü bir dostluk kurulabileceğini öğreniyoruz. Sanki oturup onları dinlermiş gibi hissettim kitap boyunca. Yer yer heyecanlarına, üzüntülerine ortak oldum ve tüm konuşmalarını çok beğendim. Fenya’nın karakteri, düşünceleri öylesine muhteşemdi ki… Onunla neredeyse her konuşa aynı düşünmemiz beni çok mutlu etti. Cümleleri, hayat görüşü tek kelimeyle muazzamdı. Max Werner’ın da naif ruhunu çok sevdim. Bir solukta okuyacağınız, tadının damağınızda kalacağı ancak ömür boyu keyifle hatırlayacağınız bu kitabı MUTLAKA okumalısınız. Kadın-erkek fark etmeden herkesin okumasını ve bu kitabın daha çok bilinmesini tüm kalbimle istiyorum… Umarım kadın-erkek eşitliğinin sağlandığı ve bir kadına ilk önce “kadın” olarak değil de “insan” olarak bakabildikleri, aşağılık ya da korumaya muhtaç olarak görmedikleri bir dünyaya kavuşuruz.
Feniçka
FeniçkaLou Andreas-Salomé · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20168,7bin okunma
70 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
Tüm toplum baskısına rağmen bir kadının kendini birey olarak görmesi ve toplumun dayatmalarına kulak asmamasını konu alıyor. Tamamen kendi arzu ve isteklerine göre yaşayan Feniçka'nın kısa bir yaşam hikayesi. Bireyselliği cinsiyetten ayıran güzel bir kitap. Kesinlikle yatırım tavsiyesidir.
Feniçka
FeniçkaLou Andreas-Salomé · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20168,7bin okunma
70 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Lou Andreas-Salomé’nin özgürlükçü yaşam tarzını, kadın-erkek ilişkisi ve evlilik hakkındaki düşüncelerini yansıtarak yazmış olduğu Feniçka beklentimin çok üstünde bir modern klasik oldu. Yaşadığı dönemde Avrupa üniversitelerinde öğrenim gören ilk kadınlardan olan Salomé; Nietzche,Rilke ve Freud gibi önemli yazarlarla kurduğu yakınlık ve onlar üzerindeki etkisiyle de adından sıkça söz ettirmiş. Feniçka okuduğum hiçbir kitaba benzemiyordu; kurgusuyla ve fikirleriyle kalıpların dışına çıkan bir eser. Kitapta; toplumun kadınlar üzerine dayattığı fikirlerin dışında bir hayat sürmek isteyen, aslında tek amacı özgürce tek başına dilediği gibi yaşamak olan Feniçka’nın hikayesini okuyoruz. Romanın iki baş karakteri olan Feniçka ve Max Werner arasındaki yakınlık; kadın-erkek ilişkilerinin sadece duygusal anlamda olmayacağını felsefi bir dille anlatılıyor. Salomé’ye hayran olmamak elde değil, okunması gereken bir klasik.
Feniçka
FeniçkaLou Andreas-Salomé · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20168,7bin okunma
70 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
#OkudumBitti #Feniçka #LouAndreasSalome #Türkiyeişbankasıkültüryayınları Yazar Salome, Nietzsche, Rilke ve Freud gibi önemli insanlarla kurduğu dostluklarla gündeme gelse de Avrupa üniversitelerinde öğrenim gören ilk kadınlardan biri olmuştur, erkeklerle kurduğu ilişkiler diğer kadınlara farklı gelmiştir. Salome Nietzsche 'nin evlenme teklifini geri çevirip, Oryantalist F. C Andreas ile evlenir. ( Kadının etrafında hep ünlü yazar-çizerler var). Yaşadığı dönemde kadınların savunucusu olmuş Salome, kitaplarında bunu fazlasıyla görüyoruz. Canım kadın diğer eserlerinide okuyacağım mutlaka. Yazarın daha önce Ruth adlı kitabını okumuştum. Külliyat yapsam iyi olacak. Feniçka Rusya' da doğmuş. Yaşadığı döneme göre özgür ruhlu, canı istediği gibi yaşayan bir öğretmendir. Bir toplulukta psikoloji öğrencisi Max Werner ile tanışır. Werner otele davet eder, amacı farklıdır. Feniçka'nın tepkisi çok sert olur, uzunca bir süre görüşmezler. Feniçka kadın ile erkeğin de arkadaş olacağını düşünür, diğerinde durum farklıdır. Bir düğünde yeniden karşılaşan ikili kırgınlığı unutup görüşmeye devam ederler. Birbirlerinin fikirlerini önemserler,iyi arkadaş olurlar. Gizli bir ilişki sürdüren Feniçka karşı tarafın evlenmek istemesiyle zora girer, aklından evlilik geçmektedir. Bu konuları Werner ile paylaşan Fenya evlenmek istemiyordur. Salome okumanızı tavsiye ederim. Kitapla kalın sevgili dostlar.
Feniçka
FeniçkaLou Andreas-Salomé · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20168,7bin okunma
Bu ne Perhiz, Bu ne Lahana Turşusu!
70 syf.
4/10 puan verdi
·
12 saatte okudu
Feminizm, kadının özgürlüğü, eşitliği, bağımsızlığı, kadının birey olması demekse ve
Lou Andreas-Salomé
Lou Andreas-Salomé
feminist yazarlar için esin kaynağı olarak görülüyorsa neden bu yazar Nietzsche ve Freud’dan bağımsız bir yere koyulamıyor? Kitabın arka kapağı dahil olmak üzere Salome ile ilgili yapacağınız araştırmaların tümünde bu isimleri görüyorsunuz.. Olan olmuş diyor ve kitaba geçiyoruz sevgili okur! Ama söylenebilecek pek bir şey yok. Yavan bir anlatım, kasıtlı olduğu her harfinden belli olan ağdalaştırılmış cümleler… Edebi ve felsefi temellere dayandırılamamış bir metin. Kitabı okuduktan sonra incelemere göz atarken
Şevval
Şevval
‘in incelemesinin bir kısmı tam olarak kitapla ilgili hissettiklerimi açıklıyordu. “Tiyatro metni” diyordu Şevval. Evet, tam olarak fikirleri kör gözüm parmağına anlatmaya çalışan yavan bir tiyatro metni gibiydi. Demem o ki sevgili okur, her kitap okumaya değerdir ancak bazıları daha önceliklidir…
Feniçka
FeniçkaLou Andreas-Salomé · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20168,7bin okunma

Yazar Hakkında

Lou Andreas-Salomé
Lou Andreas-SaloméYazar · 12 kitap
Babası, Baltık - Alman kökenli ve sefarad bir Rus generaldi. Yasa, kural, adet, gelenek ve görenekle hiç işi olmayan, başına buyruk bir insan olarak büyüdü. Zürih'te teoloji, felsefe ve sanat tarihi okudu. Ciddi bir sağlık sorunu nedeniyle henüz 21 yaşındayken, annesi onu, havası daha ılıman olur diyerek Roma'ya götürdü. Malwida von Meysenbug annesinin çok iyi arkadaşıydı ve onun Roma'daki evine yerleştiler. Malwida, radikal görüşleri olan ateşli bir devrimciydi. Nietzsche'nin ve ailesinin çok yakın arkadaşıydı. Hatta Nietzsche 'İnsanca, Pek İnsanca' adlı kitabını Malwida'nın Sorento'daki evinde yazmıştı. Malwida, piskolojiyle ilginen ve atetist bir Schopenhauer takipçisi olan Paul Ree'nin de çok iyi arkadaşıydı. Hatta Nietzsche 'İnsanca, Pek İnsanca' adlı kitabını yazarken, Ree de çoğu zaman Sorento'daki evde onlarla birlikte kalmıştı. Öyle ki, Nietzsche yaptığı birçok konuşmada, Ree'nin kitapla ilgili 'babalık hakkı' olduğunu söylemiştir. Ree, Malwida'yı Roma'daki evine ziyaret geldiğinde Lou'yla tanıştı ve ondan çok etkilendi. İlişkileri kısa sürede tek taraflı bir aşka dönüştü. Ree ona evlenme teklif etti, ama Lou arkadaş kalmayı tercih etti. Buna rağmen aynı evde kalmaya başladılar. Çünkü Lou, Rusya'ya dönmek istemiyordu. 1882 yılının Mayıs ayında tanıştığı Nietzsche'yi, Kasım ayına kadar süren arkadaşlıkları sırasında, özellikle "din"le ilgili sohbetleriyle derinden etkiledi ve kafeslenemeyen ruhuyla aklını başından aldı. Nietszche'ye çok büyük acılar çektiren ve çok da ilham veren bu tek taraflı aşk hikayesi, İrvin Yalom'un 'Nietzche Ağladığında' ve Lance Olsen'in 'Nietzsche'nin Öpücükleri' adlı romanlarına konu oldu.
30 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.