Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
144 syf.
8/10 puan verdi
·
3 günde okudu
İşkence öyküleri: Ahenkli dil ve dokunaklı yapı
Radikal gazetesindeki köşesinden tanıdığım ve Boğaziçi Bilgisayar ile Fizik gibi dev bölümler mezunu yazarın, doktora aşamasında (Cern'de görev yapan ilk kadın) yazarlığı seçme özgürlüğü merakı arasında, bu 2010 #saitfaikarmağanı ödüllü eserini okudum. Ülkemizdeki işkencelerin betimlendiği hikayelerden oluşan eser, devam eden ve içe dokunan yapısı ile farklı. Yazarın ahenkli dili süregiden acıların tasvirlerinde görülebilen postmodernden moderne kayabilen gerçeklik dikkat çekici. Çehov'un bir hikayesinden esinlendiği ve Almanya'da ödül alan öyküsü Tahta Kuşlar, özellikle kadın mahkum psikolojisinin anlatımı ile nirvana boyutunda. Büyük bir metafor olarak nitelenen Taş Bina (hapishane) ve içinde yaşanan coptan sopaya, falakadan elektriğe işkenceler, yarattığı düşsel, yarım kalmış dünyalar hem üzücü hem de realist düzlemlere inebilen soyutlukta. Yılmaz Güney, Oya Baydar ve Oktay Akbal gibi pek derin acılar! (Ah aydınlar!) Bu eserden sonraki yıllarda Terör örgütü üyeliğinden (!) hapise düşüp bol miktarda özgürlük ve barış ödülü de alan yazarı, edebi anlamda incelemek adına diğer eserlerine yöneleceğim.
Taş Bina ve Diğerleri
Taş Bina ve DiğerleriAslı Erdoğan · Everest Yayınları · 2022823 okunma
48 syf.
8/10 puan verdi
·
5 günde okudu
Çehov'un 'tıbbi bir öykü' dediği Kara Keşiş. Çehov'un gördüğü bir rüya üzerine yazdığı öyküsüdür. Kara Keşiş, bin yıl önce Doğuda görülmüş serap olarak adlandırılır. Bu serap tüm dünyayı yansıyarak dolaşır. Ve sonsuzluğa dönüşür. Ana karakterimiz Kovrin, Keşiş'in bin yıl sonra tekrar ortaya çıkacağını öğrenir. Çok geçmeden de Kovrin, Kara
Kara Keşiş
Kara KeşişAnton Çehov · İş Bankası Kültür Yayınları · 20226,9bin okunma
Reklam
136 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
Ah bu Çehov'un öyküleri.
Öykülerinde Rusya'da yaşanan toplumsal olayları işleyen Çehov; umutsuz, yoksunluk içinde yaşayan, kendilerini çalışma ve ufak eğlencelerle oylamaya çalışan aydını, aristokrat, köylüsü ve şehirlisiyle toplumun her kesiminden insan manzaraları a yer verir. Altıncı koğuş gibi kısa ve çarpıcı bir eser ortaya çıkaran -ki tanışmamız o kitapla oldu- Çehov'un belirli bir atmosfer yaratma, yaşamın önemsiz gibi gözüken ayrıntılarını yakalama yeteneği göz ardı edilemez. Keza bu kitapta birbirinden bağımsız yedi öykü yer alıyor. Besleme: Ah! Doya doya bir uyuyabilse... Volodya: Bir anne ve oğul asalak gibi süren bir yaşam nereye kadar? Başkalarının derdi: Çiçeği burnunda bir çift ve satın alınmaya çalışılan bir çiftlik. Nişanlı kız: Hemen evlenmeye hazır olan Nadya, geleceği sorgulamaya başlarsa? Boyundaki nişan: Kendisinin ve kardeşlerinin hayatı kurtulsun diye evlenen Anyuşa! Sahi kurtulur mu? İoniç: Dimitri Katerina'ya aşık, Kayetina ise müziğe... Ya sonra? Kabuğuna sinmiş adam: Elalem ne der kisvesinin altına sığınmış yaşamaktan korkan bir adam. Bazı şeyler değişir mi? Bilinmez! Kitapla kalın efenim :)
Besleme
BeslemeAnton Çehov · Araf Yayınları · 2012209 okunma