Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.26
Sürünün Tersine Gidenlere
Herkesin aynı fabrikadan çıkmışçasına davrandığı veya davranmak zorunda olduğu şu dünyada kendim olmaya çalıştım bugüne kadar ve bundan asla vazgeçmedim. Ama kendin olmak bir noktada sancılıdır. Sürünün tersine gitmek zeka işidir belki ama bir noktada "Acaba yanlış mı yapıyorum?" hissi verir. Tam böyle bir zamanda tanıştım Dört Anlaşma ile. Kendin olmanın kıymetini vurguluyor kitap. "Günah kendi doğana karşı yaptığın her şeydir. Kendi varlığına karşı hissettiğin, inandığın ya da söylediğin her şey günahtır." ve "günah kendini reddedişle başlar." diyor. Bu dinsel anlamda bir günah değil, bu kendimize karşı işlediğimiz bir günah. Oysa kendimiz olmakla güzelleşecek dünya. Önce kendimizi kabul edip seveceğiz, sonra oldukları gibi kabul ettiğimiz insanları seveceğiz ve her şey daha da güzel olacak. İçimizde bastırmadığımız benliklerimiz, sevgimiz ve saygımızla dolu bir dünya! Ah ne güzel olurdu.
Daha renkli daha cıvıl cıvıl...
Fabrikalar sadece tek bir rengi üretiyor, tek bir ürünü çıkarıyor. Oysa biz olduğumuz halimizle farklı farklı oluşumuzla güzeliz!
Uzun lafın kısası bu kitapla kendim gibi olmanın kıymetini daha anladım ve doğrusu tam zamanında tanıştık ve ilaç oldu bana Dört Anlaşma.
Umarım size de ilaç olur , keyifli okumalar.
Suçlu Kim?
İş Bankası Yayınları sayfa 401:
"Ben senin önünde değil, insanlığın çektiği acıların önünde eğildim."
diye en sevdiğim alıntıyla başlamak istiyorum yazıma. Klasik bir Rus edebiyatı olarak elbette acı ve ıstırap bu kitabımızın kaçınılmaz bir parçası olacaktı. Ki ben de bu ıstırap ve acı barındıran hikayelerden beslenen melankolik bir
Yazarın okuduğum ilk kitabı.
Romana gelirsek , Bayan Szöcs kocasının ölümü üzerine evini, kasabasını, arkadaşlarını, taşralı geçmişini bırakıp Budapeşte'de yaşamakta olan kızı, başarılı doktor Iza'nin yanına taşınmayı kabul eder. Doktor olan kızıyla gurur duyan yaşlı kadın sürdürdüğü taşra hayatını, anılarını, alışkanlıklarını, bir anlamda
