Sizce her yazdığı güzel olan şarkıcı/şair söyler misiniz?
BENCE..
-Onur Can Özcan
-Ahmet Kaya
-Azer Bülbül
-Murat göğebakan
-Sezen Aksu
-Müslüm Gürses
-Hiraizerdüş
-Yusuf Hayaloğlu
Şarkı
Güfte:Vecdi Bingöl
Beste:Sadettin Kaynak
Leylâ bir özge candır
Kara gözlü ceylandır
İnançer Evet, şimdi Leylâ, eğer visâl ile doyulan, kavuşulması mümkün olan bir sembolse, doyulması varsa, tatmini varsa, o bir dünyevî sevgi, gönlün meyli heves, arzu ve hazdır. Yok eğer visâlinde hasret gizliyse, balığın suya kanmadığı gibi hiç kanılmıyorsa, hiç doyulmuyorsa o şablonu koyduğunda böyle bir netice alıyorsan, o Leylâ'nın sembolize ettiği hakikî âşıktır.
Kayguya kanığız karqıştan beri,
Ölümden pervasız dönmenik geri
Gönülde yattıkça gül yüzlü peri,
Bizim her zahmanda seyranımız var
O yar menim elde külli varımdır
Namusumdur, gayretimdir, arımdır
Alem bilir Selvi menim yarımdır
Bizim Şah Abbas'tan fermanımız var
Doğruya yürüdük hep gündüz-gece
Sen yüce değilsen tek Mevla yüce
Yavuz Selim Han'a haber gidince
Bizim senden özge sultanımız var
Man Emrah diyerler Karakoyunnu
Namertler içinde yigit oyunnu
Kaz gibi pısmazıh erkek boyunnu
Biz Türk'ük, Türklükten dermanımız var
Nef'î Osmanlı tarihinin en ünlü hiciv şairlerindendir. Aslen Erzurum Hsankaleli (Pasinler) olup adı Ömer'dir. Nef'î mahlasını kendisine ünlü tarihçi Gelibolulu Ali Mustafa Efendi takmıştı. İstanbul'a geldikten sonra Sultan I. Ahmet'in beğenisini kazanan, daha sonra IV. Murat'ın has nedimleri arasına giren Nef'î, kasideleri ile caizeler alırken hicivleriyle de birçok kişinin nefretini kazanmıştı. IV. Murad da onun bu yergilerinden hoşlanırdı. Ancak 25 Haziran 1630 günü Beşiktaş sarayında bu şairin ünlü Sihâm-ı Kazâ'sını okurken yanına yıldırım düşmesi ve kitabı parçalaması üzerine Nef'î'ye bir daha hiciv yazmayacağına dair tövbe ettirmişti.