Müslimânlık, oyun, müzik, sihrbazlık, hokkabazlık yapmak değildir.
Osmânlı devletinin Şeyh-ül-islâmlarından büyük âlim Ahmed ibni Kemâl efendi “rahime-hullahü teâlâ”[1] (El-münîre) kitâbında diyor ki, “Şeyhe ve mürîde ilk lâzım olan şey, islâmiyyete uymakdır. İslâmiyyet, Allahü teâlânın emr ve yasak etdiği şeyler demekdir. Peygamberimiz “sallallahü aleyhi ve sellem” buyurdu ki, (Bir kimsenin havada uçduğunu ve deniz üzerinde yürüdüğünü yâhud ağzına ateş koyup yutduğunu görseniz, fekat sözleri ve işleri islâmiyyete uygun olmazsa, onun büyücü, yalancı, sapık ve insanları doğru yoldan sapdırıcı olduğunu biliniz!)”. Ehl-i sünnet âlimlerinin “rahime hümullahü teâlâ” bildirdiği hakîkî islâm dîni, bütün hurâfelerden uzak, akl-ı selîme muvâfık bir dindir.
Sayfa 403 - Hakikat KitabeviKitabı okudu
Bizim aklımız tümel aklın (akl-ı küll) bir hissesidir.
Sayfa 76
Akl-i selime sahib dünya milletleri, Allahsızlara ve Allahsızlığa karşı sarsılmaz bir cebhe kurmuştur. Âkif'in dediği gibi:
"Cihân yıkılsa emîn ol, bu cebhe sarsılmaz!"
Çünki bu cebhenin temeli: îmândır.
Sayfa 76
Ehl-i akl anlamaz efsûs lisan-ı dilden
Zanneder âşık-ı divâne muamma söyler.
(Y. Kemal)
Şüphesiz başımıza gelen TEK iyi şeydin ..
Daha birçok vatan toprağı bomboş. Daha birçok illerimiz fabrika bekliyor, demiryolu bekliyor, karayolu bekliyor, okul bekliyor, üniversite bekliyor; kısacası uygarlığın tüm koşullarının yerine getirilmesini bekliyor. Bunları yapabilmek içinse geceli gündüzlü hep birlikte çalışmamız gerekiyor, Gökçen. Baştaki insanlar, baştaki insan çalışmaktan vazgeçerse diğerleri de durur. Bu bir kuraldır. Bu aşamada dinlenmek, halkın uzağında kalmak mümkün değildir.
Sayfa 361 - İnkılap Yayınevi 1. Baskı 2014Kitabı okudu
Şunu başarabilmiş kaç önder vardır acaba ?
İstiklal Savaşı'nda, Büyük Taarruz'da yenilen Yunan orduları başkumandanı Trikopis'in harp meydanında elini sıktı ve ona, 'Her kumandan yenilebilir, ' diye nezaket gösterdi. Ondan sonra bu yenik başkumandanın Cumhuriyet bayramımızın her yıldönümünde Atina'daki Türk Sefareti'ne gelerek onun resmi karşısında eğilmesi, ondan bir düşman gibi değil, dünyanın en faziletli, hem en kahraman adamı gibi bahsetmesi sebepsiz değildi. Trikopis bu vicdan vazifesine ölümüne kadar devam etti. Anadolu'ya Yunan baskısını düzenleyen Venizelos'u da Ankara' da bir dost gibi karşıladı. Hülasa Atatürk için milli düşmanlık yoktu. Türk vatanına saldırmadıkça, onun için her millet muhteremdi.
Sayfa 358 - İnkılap Yayınevi 1. Baskı 2014Kitabı okudu
Nobel Barış Ödülüne aday gösterildikten sonra ..
Bu olaydan yıllar sonra UNESCO Genel Kurulu, Atatürk'ün doğumunun yüzüncü yılının tüm üye ülkelerde kutlanmasına karar vermiştir. Böylece Atatürk'ün barışseverliği uluslararası düzeyde bir kere daha hatırlanmıştır. UNESCO'nun 27 Kasım 1978 tarihli kararında Atatürk'ün nitelikleri şöyle sıralanmıştır:
a) Çalıştığı alanlarda olağanüstü bir devrimci,
b) Sömürgecilik ve emperyalizme karşı açılan savaşların ilk önderi,
c) Uluslararasında anlayışın, sürekli barışın öncüsü,
d) İnsanlar arasında hiçbir renk, din, ırk ayrımı gözetmeyen bir işbirliği çağının doğacağına inanan birisi,
e) Eylemi, her zaman barış, uluslararası anlayış ve insana saygıyönünde gerçekleştiren bir kişi.
Sayfa 357 - İnkılap Yayınevi 1. Baskı 2014Kitabı okudu
"Bizim intikamımız, zalimlerin zulmüne karşıdır. Onlarda zulüm hissi yaşadıkça bizde de intikam hissi devam edecektir. "
Sayfa 351 - İnkılap Yayınevi 1. Baskı 2014Kitabı okudu
Emperyalist cepheye ..
"İstilacı ve saldırgan devletler, yerküresini kendilerinin malı, insanlığı kendi hırslarını tatmin için çalışmaya mahkum esirler saymaktadır. Bunların amacı zulüm ve baskı olduğu için onları lanetle anmakta kendimizi haklı görüyoruz."
Sayfa 349 - İnkılap Yayınevi 1. Baskı 2014Kitabı okudu
Şimdikilerde tarikat yurdu ve özel kreş desteği veriyor =))
Cemiyet, ülkenin değişik yerlerinde çocuklar için Yurtlar ve Misafirhaneler, Dispanserler, Doğumevleri, Çocuk Bakım Kursları, Ana Bakım Evleri, Ana Kucakları, Gündüz Bakım Evleri (Kreşler), Aşevleri, Süt Damlaları, Çocuk Bahçeleri, Çocuk Sinemaları, Kütüphaneler, Okuma Odaları açmış, annelere ve çocuklara parasız ilaç yardımı yapmıştır.
Sayfa 339 - İnkılap Yayınevi 1. Baskı 2014Kitabı okudu
"GİDERLERSE GİTSİNLER ! " denmemiştir ..
Koruyucu hekimlere yüksek maaş verilmiştir. Örneğin bir sıtma savaşı hekiminin maaşı validen fazla, trahom savaşı teşkilatı başkanının maaşı ise milletvekili maaşının üç katıdır.
Sayfa 330 - İnkılap Yayınevi 1. Baskı 2014Kitabı okudu
"Bizden önce ambulans, buzdolabı yoktu!" falan fistan =))
1920'lerde aşı kurumlarında kendi aşısını üreten, 1930'larda Tohum Islah İstasyonlarında kendi tohumunu yetiştiren Türkiye, bugün her iki alanda da tamamen dışa bağımlı haldedir.
Gerçek şu ki "O yapmış, ötekiler yıkmıştır".
Sayfa 320 - İnkılap Yayınevi 1. Baskı 2014Kitabı okudu
necip fazıl : "Softa ve mürtecilerin yeşil kanını kurutacaksın."
1921'de TBMM'de Bolu milletvekili Fuat Bey'in verdiği frenginin yasaklanmasıyla ilgili bir kanun teklifi büyük tartışmalara neden olmuştur. Tartışma, kadınların ve genç kızların da muayeneden geçirilmesi gerektiğine yönelik sözlerden çıkmıştır. Yozgat milletvekili Hulusi Efendi, hastalığı saptanan kişilerin muayenesinin
"şeriata uygun olmadığını ", hasta olmayanların muayenesinin de "caiz" olmadığını söylemiştir. Ardından Bursa milletvekili Emin Bey söz alarak kadınların sadece boyunlarının, boğazlarının ve dirseklerinin muayene edileceğini, büyütecek bir şey olmadığını anlatmaya çalışmıştır. Ergani milletvekili Emin Bey'in,
Bursa milletvekilinin muayene edilecek bölgelerle ilgili açıklamasına tepkisi şöyledir: " Daha ne kaldı Emin Bey?
Sayfa 313 - İnkılap Yayınevi 1. Baskı 2014Kitabı okudu
Son günleri ..
"Beni bir an önce Ankara'ya götürün. Yapılacak önemli işlerim var.'
Sayfa 307 - İnkılap Yayınevi 1. Baskı 2014Kitabı okudu
Berthe G. Gaulis ' in dediği gibi "Ankara ve Mustafa Kemal iki isimdir ki Afrika ve Asya için şahane bir destanı, tükenmez bir zaferi temsil ederler. "
Sayfa 299 - İnkılap Yayınevi 1. Baskı 2014Kitabı okudu